5 yaşındaki Yiğit Ali Ular 2020 yılı Şubat ayında sokakta arkadaşlarıyla oyun oynayıp, konuta geldiğinde annesi oğlunun yürürken hafifçe sektiğini fark etti. Betül Ular, evvel bu durumu umursamadı ve oğlunun oynarken ayağını bir yere çarptığını düşündü, fakat sekmelerin şiddeti artınca da çocuğu hastaneye götürdü. Ortopedi servisindeki muayenenin akabinde küçük Yiğit, evvel çocuk tabibine, akabinde da kapsamlı bir hastaneye sevk edildi. Yiğit Ali’ye yapılan testlerde kan bedeli düşük çıktı ve kendisine ‘lösemi’ teşhisi konuldu. Bu haber, Ular ailesini yıktı. Küçük çocuk için 1.5 yıl süren kuvvetli bir tedavi süreci başlarken, ona uygun bir donör aranmaya başladı. 2020 yılı Aralık ayında gelen bir haber, umutları yeşertti. Yiğit Ali ile yüzde 100 uyumlu bir donör bulundu ve kök hücre nakli için hazırlıklar başlandı. Ancak birebir kişi, pandemi nedeniyle korkup bağıştan vazgeçince aile bir sefer daha yıkıldı.
Parkta koşup oynamak istiyorum
Alınan doku örneklerine nazaran; anne Betül Ular’ın yüzde 50, baba İbrahim Ular’ın da oğluyla yüzde 70 uyumlu olduğu belirlendi. Yiğit Ali’ye umut veren gelişmeyse şimdi 3 yaşında olan Kumsal’dan geldi. Küçük kızın iliği, ağabeyiyle yüzde 90 uyumlu olduğu ortaya çıktı Kumsal’dan alınan kök hücreler 19 Şubat’ta Yiğit Ali’ye nakledildi. İlik naklinin akabinde hastanede bir mühlet nezaret altında tutulan küçük çocuğun bedelleri olağana döndü ve rastgele bir risk görülmeyince de taburcu edildi. Yiğit Ali Ular da evvel çok sevdiği ‘Batman’ kostümünü giydi, günler sonra hastaneden ayrılıp, konutunun yolunu tuttu. Kardeşi Kumsal ve yakınları onu kapıda karşıladı. Rüzgarda savrulan pelerini ve yüzüne taktığı maskeyle memnunluğunu lisana getiren Yiğit Ali, “Parkta koşup oynamak istiyorum” dedi.
33 gün sonra taburcu oldu
Anne Betül Ular, “Yiğit Ali için yüzde 100 uyumlu dönor bulunmuştu lakin bağışçı son anda vazgeçti. Sonrasında tekrar yüzde 100 uyumlu bir diğeri bulundu, lakin buna da tabipler, nakil için uygun bulmadı ve kardeşinden alacağı kök hücrenin daha iyi sonuç vereceğini söylediler. Çok sıkıntı bir süreçti. Ne kadar zorlansak da her şey yoluna girdi. 33 günde taburcu olduk. Allah kimseye buraya düşürmesin ve bunları yaşatmasın. Şuan çok memnunum. Tabibin o an gelip, ‘Taburcusunuz’ demesi her şeye değerdi” dedi.
Tekrar doğmuş gibiyim
Baba İbrahim Ular, “Çok memnunum. Kendimi yine doğmuş üzere hissediyorum. Aile olarak çok güç bir süreçten geçtik. Bir ayağımız hastanedeydi daima. Bugünlere de şükürler olsun. Çocuklar yalnızca uygun dönor bulunmadığı için acı çekerek ölmesin. Hastanede kaldığımız müddet boyunca acılara da memnunluk gözyaşlarına da şahit olduk. 3 ünite kan, bir can demek. Beşerler bunu unutmamalı ve hayat kurtarmaktan çekinmemeli” sözünü kullandı.
Haber7
