Kültürümüzde tekerleme, çoklukla çocuk edebiyatında parti ve lâtif vakit geçirmek için söylenen, çoğunlukla birbirinden bağımsız ve meal bütünlüğü olmayan sözlerin bir araya getirip süratlice söylenen ölçülü ve kafiyeli laflardır. Cümbüşün yanında akıcı konuşma, diksiyonu düzeltme ve sözlerini gerçek telaffuz edebilmek için de başvurulan tekerlemeler, farklı yörelerde değişik isimlerle anılmaktadır. Şark Anadolu’da döşeme, Güney Anadolu’da sayışma olarak bilinmektedir. Karagöz – Hacivat orta oyununda muhavere ve çocuk oyunun ebe olarak anılmaktadır. Laflı edebiyat kültürün en sefalı ve değerli geleneği olan tekerlemeler, günümüzde de çocukların partilerinde yan almaya devam etmektedir.
TEKERLEME KÜLTÜRÜ
Türk tarihinde çok eski devirlere dayanan tekerleme kültürü Kaşgarlı Mahmut’un 11. Yy’de yazdığı Divanu Lugati’t-Türk isimli ürününde dahi taraf almaktadır. Aşık fasıllarında şairlerin birbirlerine attıkları, çocukların hem eğlenmek hem de konuşma kabiliyetlerini geliştirmek için söyledikleri kafiyeli laflardır. Masallara ve oyunlara başlamadan evvel girizgah cümleleri olarak kurulan, meal bütünlüğü aranmayan sefalı laflar olarak kullanılmaktadır.
ÇOCUK TEKERLEMELERİ
1- Bir varmış bir yokmuş, önce devir içinde kalbur saman içinde, o devir idi ki bitten binek, pireden yedek, çavdardan kalkan, çöpten kargı olurmuş. Bu hal ile düştüm yola, vara vara vardım bir Çamlıbel’e. Çamlıbel’de çamur dizde, yetmiş karga beni görünce daima bir ağızdan, gelen ağamız giden ağamız demezler mi? Armudu taşlayalım, dibinde kışlayalım, uzun laftan birisi, ala tavşan derisi, müsaade ederseniz masala başlayalım
2- Önce vakit içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde. Enteşeden menteşeden, bir karpuzcu çıktı şu zaviyeden. Karpuzcudan karpuz aldım, baktım baktım bakakaldım. Sonra aldım bıçağı elime, karpuzun içine daldım. Başladım oymaya, ha oyuyorum, ha oyuyorum, ha oydum, ha oyuyorum, bir türlü sonunu bulamıyorum. En ahir bir küçük delik yaptım o delikten içeri daldım. Aman efendim neler görüyorum neler…Adıyla sanıyla, yeşiliyle alıylazümrüdüanka dedikleri durup durmuyor mu tam önümde? Kafdağı’nın üzerinden süzülerek bana yanlışsız geliyor, geliyor ha geliyor derken, tam yanıma inecekken, bir de baktım uzaklaştı, tekrar uçuşa vardı. O uçarken ben koşarken, ben koşarken o uçarken vara vara bir dağa vardık… Bir ulu dağ ki, aman efendim ne dağ, ne dağ… Dağ üstünde bir bağ, bağ dibinde bir dağ, daha birçok tepe kaç dağ. Derken derken bir de baktım ki bir değirmen, değirmende var üç merdiven. Merdivenlerden bir tanesi taş, bir tanesi toprak, bir tanesi tahta. Taş merdivenlerden çıktım, tahta merdivenlerden indim, toprak merdivenlere basa basa değirmene girdim. Girdim ki ne göreyim… Değirmencinin biri değirmen dönderiyor, karısı da oturmuş yün eğiriyor. İkisinin arasında var bir kara kedi, aman ne kedi, ne kedi… O kedideki gözler, o kedideki kaşlar, o kedideki burun, o kedideki tüyler ve o tüylerdeki pırıltı. O denli bir pırıltı ki, burdan bakan ötelerdeki öteyi, Çini maçini görüyor. Kara kedinin boynunda da bir kocaman ben var. Aman efendim o nasıl bir ben ki ne ben… O bene baktıktan sonra, artık ne değirmenciyi gördüm, ne karısını gördüm, ne ona baktım ne buna, çıktım çardağa, taş attım çaylağa, sonra da aldım benli kediyi, düştüm yollara. Yollarda tozu dumana kattım, kedinin de ensesine bir toka attım, başladı miyavlamaya, o denli bir miyavladı o denli bir miyavladı ki, cümle alemi başına topladı. Bayan erkek, çoluk çocuk her biri başıma bir taş attı, tümü bir ağızdan bağrıştı, endişeden şaşırdım, Kafdağı’ndan aşırdım. Göründü dağlar, üzümlü bağlar. O bağlara varalım, dağa taşa konalım, derhal artık şuracıkta duyulmadık, işitilmedik şıkça bir masal kuralım…
3- Be birader buraya bak başı bereli burma bıyıklı bastı bacak bayan berberiyle bizim Bedri Beyefendi birlikte bir pirinci 1. buluşta birbirine dizip Bursa pazarına indi Bir berber bir berbere “Bre berber, gel birader, biz bir arada Berberistan’da bir berber dükkânı açalım.” demiş.
4- Bir iki tombul tekir
Camdan bakar
Başına takar
Hop hop, altın top
5- Karnım aç
Karnına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Heybaşı bitli
6- Hakkı hakkının hakkını yemiş.
Hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş.
Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince
Hakkı da Hakkı’nın hakkından gelmiş.
7- Ayşe Hanımın keçileri,
Hop hop hopluyor,
Arpa, saman istiyor,
Arpa, saman yok,
Kilimcide çok.
Kilimci kilim dokur,
İçinde bülbül okur.
İki kardeşim olsa,
Biri ay, biri yıldız,
Biri oğlan, biri kız,
Hop çikolata çikolata,
Akşam yedim salata,
Seni gidi kerata.
8- Ebe ebe gel bize
Uzaktan vur elimize
Şayet vuramazsan
Ebesin ebe
9- Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi
Yağlı böreği kim yedi?
10- Kısım sarkar,
Kartal kalkar,
Kartal kalkar,
Kısım sarkar.
Kısım sarkar
11- Ooooo.
İğne Battı,
Canımı Yaktı
Tombul Kuş Otomobile Koş
Otomobilin Tekeri
İstanbul’un Şekeri
Hop Hop Altın Top
Bundan Sair Oyun Yok
12- O Piti Piti
Karemalı Sepeti
Terazi Lastik
Jimlastik
Biz Size Geldik
Bitlendik
Hamama Gittik Temizlendik
Dik Dik Dik
Eteğini Dik!
13- Ellerim Tonbik Tonbik
Kirlenince Çok Komik
Kirli Eller Sevilmez
Sıklığı Görülmez
Dişlerim Bakım Velev
Hele Saçlar Hele Saçlar
Uzayınca Tırnaklar
Kirlenince Kulaklar
Bize Pis Derler… Pissss Derler
14- Çan Çan Çikolata
Hani Bize Limonata?
Limonata Bitti,
Hanım Kızı Gitti
Nereye Gitti?
İstanbul’a Gitti
İstanbul’da Ne Yapacak?
Terlik Pabuç Alacak
Terlik Pabuçu Ne Yapacak?
Düğünlerde;
Şıngır Mıngır Oy-Na-Ya-Cak
15- Fış Fış Kayıkçı
Kayıkçının Küreği
Hop Hop Eder Yüreği
Akşama Fincan Böreği
Çabuk Çabuk Kayıkçı
Konutta Benim Etim Var
Bir De Yaramaz Kedim Var
Kedim Eti Bölgeyse
Annem Beni Döverse
Vayy! Başıma Gelenler
Hakkıhakkı Hakkının Hakkını Yemiş
Hakkı Hakkı’dan Hakkını İstemiş
Hakkı Hakkı’ya Hakkını Vermeyinve
Hakkı’da Hakkının Hakkından Gelmiş
16- Portakalı Soydum
Başucuma Koydum
Ben Bir Yalan Uydurdum
Duma Duma Dum
Al Mum
Dedemin Sakalı Up Uzun
Zuma Zuma Zum!
Haber7