ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield, ABD’nin Türkiye ile ortasındaki esaslı ve başarılı ticari alakalara olan bağlılığını sürdürdüğünü, mevcut ticari bağları güçlendirmek istediğini belirtti.
Satterfield, Anadolu Ajansı (AA) muhabirinin Türkiye-ABD ekonomik bağlarına dair sorularını yazılı olarak yanıtladı.
İki ülke ortasında güçlü ticari münasebetler bulunduğuna ve bu ilgilerin birçok kesimi kapsadığına dikkati çeken Satterfield, tanınmış birçok Amerikan şirketinin üretim tesislerinin Türkiye’de bulunduğunun altını çizdi.
Satterfield, bu şirketlerin Türkiye’den Avrupa’ya, Avrasya’ya ve Orta Doğu’ya ihracat yaptığını, Türkiye’de bin 700’den fazla Amerikan şirketinin faaliyet gösterdiğini ve 78 bin Türk çalışana istihdam sağlayan bu firmaların toplam varlıklarının 31,2 milyar dolara ulaştığını kaydetti.
“ABD ESASLI VE BAŞARILI TİCARİ BAĞLANTILARA OLAN BAĞLILIĞINI SÜRDÜRÜYOR”
“ABD, Türkiye ile ortasındaki esaslı ve başarılı ticari bağlara olan bağlılığını sürdürmektedir.” sözünü kullanan Satterfield, mevcut ticari bağların, uzun yıllardır çok sayıda Amerikalı ve Türk ortak için yarar sağladığını söz etti.
Satterfield, Amerikan ve Türk işletmelerinin her gün birlikte çalışmakta olduğuna ve iki ülkedeki iş imkanlarını desteklediğine dikkati çekerek, ticari bağların, jeopolitik ittifakın yaşadığı iniş ve çıkışların çok ötesine geçtiğini ve iki ülke ortasında devam etmekte olan karşılıklı taahhüt açısından kıymetli bir rol oynadığının altını çizdi.
Büyükelçi Satterfield, “Mevcut ticari bağlarımız güçlü de olsa, ABD hükümeti bu bağları güçlendirmeye ve ikili ticareti artırmaya devam etme dileğindedir. İkili ticaretin ülkelerimizin refahına yaptığı katkının yanında, birlikte çalışmak, pandemi periyodunda kıymeti bir defa daha anlaşılan tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesine katkı sağlayabilir.” sözlerini kullandı.
“TÜRKİYE’Yİ ÖNEMLİ POTANSİYELE SAHİP ÜRETİM MERKEZİ OLARAK GÖRÜYORUZ”
İkili ticaret hacminin 2019 yılında 20 milyar doların üzerinde gerçekleştiğini aktaran Satterfield, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının global iktisat üzerindeki önemli tesirlerine karşın, 2020 yılında toplam ticaretin bu sayısı geçebilecek bir sürate ulaştığını belirtti.
Satterfield, ihracat ve ithalatın neredeyse eşit bir dağılım sergilediğini ve her ikisinin de 10 milyar dolar seviyesinde olduğunu bildirerek, “Bu sayılar, çeşitliliğe dayalı ve istikrarlı ticari alakamızı yansıtmaktadır.” açıklamasında bulundu.
Kovid-19 öncesinde örneğin Türkiye’nin ABD’ye cüzi ölçüde tek kullanımlık önlük sattığını anımsatan Satterfield, Türkiye’nin pandeminin başlamasından bu yana ABD’ye yaklaşık 190 milyon dolarlık önlük ihracatı gerçekleştirdiğini kaydetti.
Satterfield, “Bu, iki ülke iktisadının birlikte ne kadar faal bir biçimde çalışabileceğinin kusursuz bir örneği. Bu önlükler insanlarımızın inançta olmasını ve hiç kuşku yok ki birçok hayatın kurtarılmasını sağladı. Bundan dolayı Türkiye’ye son derece müteşekkiriz. Tıbbi tedarik zincirimizi daha da çeşitlendirmek istediğimiz için Türkiye’yi bu bahiste önemli potansiyele sahip bir üretim merkezi olarak görüyoruz.” iletisini verdi.
“TÜRKİYE’NİN YATIRIM ORTAMININ EN OLUMLU İSTİKAMETLERİ NÜFUSU VE COĞRAFİK KONUMU”
Türkiye’deki ABD yatırımlarının değerli bir kısmının imalat dalında olduğuna dikkati çeken Satterfield, Türkiye’de halihazırda çok sayıda ABD yatırımı olduğuna, fakat bunları daha da artırma potansiyeli bulunduğuna dikkati çekti.
Satterfield, “Türkiye’nin yatırım ortamının en olumlu istikametleri, ülkenin elverişli nüfusu ve içinde bulunduğu bölgedeki çok sayıda pazara erişim sağlayan değerli coğrafik pozisyonudur.” sözünü kullandı.
Türkiye’nin eğitimli bir iş gücüne de sahip olduğunu kaydeden Satterfield, birebir vakitte ülkenin gelişmiş bir altyapısı ve sağlam bir tüketim iktisadı bulunduğuna işaret etti.
Birçok Amerikan firmasının Türkiye pazarıyla yakından ilgilendiğine dikkati çeken Büyükelçi Satterfield, “Ancak şeffaf ve öngörülebilir klâsik iktisat siyasetlerinin eksikliği istikametindeki kanaatten kaynaklanan telaşlar nedeniyle tereddütleri bulunuyor. Tıbbi alandaki borçlar ve milletlerarası tıbbi aygıt şirketlerine hala yapılmamış olan ödemeler de potansiyel yatırımcıları endişelendiriyor.” açıklamasında bulundu.
Satterfield, tıpkı vakitte Türk firmalarının ABD’de faal halde faaliyet gösterdiğini hatırlattı.
“İLERLEME KAT EDEBİLECEĞİMİZ ALANLARI TESPİT ETTİK”
Türkiye ve ABD’nin ekonomik alanda birlikte ilerleme kat edebileceği alanları tespit ettiğini bildiren Satterfield, bu plan çerçevesinde ortak çalışmalar yürütüldüğünü aktardı.
Satterfield, 2019 Ekim’de, Güç ve Alışılmış Kaynaklar Bakanlığı’nın sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) konusunda ABD ve Türkiye’den temsilcilerin katıldığı sanal bir konferansa mesken sahipliği yaptığını, bunun daha fazla LNG satma imkanı bulan Amerikalı üreticiler için olduğu kadar ucuz ithalattan yararlanan Türk tüketiciler için de olumlu bir mevzu olduğunu kaydetti.
Satterfield, pandemiye karşın ABD’ye yaptıkları satışları artıran mobilya ihracatçılarıyla da birlikte çalıştıklarını belirterek, bu yıl şimdiye kadar, ABD’nin Türkiye’den yaptığı ahşap mobilya ithalatında yüzde 77 oranında bir artış kaydedildiği bilgisini paylaştı.
Öte yandan, ilerlemenin umut edilen süratte gerçekleşmediğini ve daha yapılması gereken çok iş olduğunu belirten Satterfield, “Bu yıl, Ticaret Bakanı Sayın (Ruhsar) Pekcan ve Hazine ve Maliye Bakanı Sayın (Lütfi) Elvan ile bu mevzuda (ekonomik alanda ilerleme) birlikte çalışmayı dilek ediyoruz.” vurgusunda bulundu.
“BİRLİKTE ÇALIŞABİLECEK DEĞERLİ YOLLAR BULUNUYOR”
Ekonomik münasebetleri daha iyi bir noktaya taşımak için “bir sihir ya da acil bir yol bulunmadığına” işaret eden Satterfield, ABD ile Türkiye ortasında ticareti artırmanın anahtarının belirlenen değerli ikili ekonomik sıkıntılar üzerinde çalışmak ve Amerikan ve Türk şirketlerinin önündeki gereksiz mahzurları ortadan kaldırmak olduğunu vurguladı.
Satterfield, “İkili ticareti daha elverişli hale getirmek için iki hükümetin birlikte çalışabileceği kıymetli yollar bulunmakla bir arada, sonuç prestijiyle bu alanda temel iş Amerikan ve Türk iş beşerlerine düşmektedir.” sözünü kullandı.
ABD’li yatırımcıların yalnızca ABD hükümetinin demesiyle Türkiye’ye yatırım yapmayacağına işaret eden Büyükelçi Satterfield, “Ne bizim sistemimiz ne de milletlerarası ticaret ve yatırım bu türlü işliyor. Şayet yatırımcılar istikrarlı bir para siyaseti, kamu borçları için vaktinde yapılan ödemeler, şeffaf ihale süreçleri ve tarafsız bir yargı sistemi görürlerse Türk pazarına yatırım yapmak için adeta akın edeceklerdir.” iletisini verdi.
Haber7
