Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde 1 Haziran’da yeni sıradan periyodun başlamasıyla bünyesinde barındırdığı Abant, Gölcük ve Yedigöller üzere tabiat olağanüstüsü yerlerde hareketlilik yaşanan Bolu, yıl sonuna kadar 1 milyon 250 bin ziyaretçiyi ağırlamayı hedefliyor.
“Tabiatın kalbi” olarak isimlendirilen, Ankara ve İstanbul üzere iki metropol kent arasında bulunan Bolu’da taraf alan, her mevsim munfasıl hoşluğa bürünen Gölcük ve Abant tabiat parkları, Yedigöller Ulusal Parkı ile Osmanlı kasabalarından Mudurnu ve 2017’de “cittaslow (sakin şehir)” ilan edilen Göynük, farklı bir tatil geçirmek isteyenlere alternatif sunuyor.
Koronavirüs önlemleri kapsamında yaklaşık 2,5 aylık aranın akabinde tabiat parkları ve tarihi ilçeleri eski günlerine dönmeye başlayan Bolu’da iç ve dış turizmin hareketlenmesi için çalışmalar sürüyor.Her devir kentin gürültüsünden uzaklaşarak tabiatın keyfini sürmek isteyenler tarafından tercih edilen ve geçen yıl 1 milyon 783 bin kişiyi ağırlayarak rekor kıran Bolu’nun bu yıl salgın süreci de göz önünde bulundurularak yıl sonuna kadar 1 milyon 250 bin ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor.
Garp Karadeniz Otelciler Derneği (BAKTOD) Lideri Halit Ergül, AA muhabirine, kent umumunda bulunan tabiat parkları ile konaklama tesislerinin sıkı önlemlerle hizmet vermeye başladığını söyledi.
Turistlerin Gölcük ve Abant tabiat parkları ile Yedigöller Ulusal Parkı’nı, tarihi ilçeler Mudurnu ve Göynük’ü gönül rahatlığıyla gelebileceğini lisana getiren Ergül, “Bolu’da çabucak derhal otellerin tamamı açıldı. Otellerimizi maske, toplumsal ara ve hijyen kurallarını sonuna kadar uygulayarak açtık. Yavaş yavaş hareket başladı. 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın da 10.00-20.00 saatlerinde sokağa çıkmasının bağımsızlaşmasıyla turizmin biraz daha da hareketleneceğini düşünüyorum. Eski günlere kısa müddette döneceğimizi düşünüyorum.” diye konuştu.
Ergül, kişilerin tabiat turizmine ilgisinin artığına işaret ederek, şöyle devam etti “Doğada, beşerler birbirlerinden rahat bir halde uzak durarak toplumsal arayı koruyabiliyor. Denizde şemsiye, şezlong derken biraz daha güçlükle olabilir. Lakin bizde o zorlama olmayacak. Bütün otelci arkadaşlarımız ve herkes önlemlerini aldı. Misafirlerimiz gönül rahatlığıyla gelebilir. Bu sene 3 ayımız gitti. Hareketlenme biraz daha vakit alsa da turist sayısında 1 milyon 250 bin şahsa ulaşmayı bekliyoruz.”
Bolu’da tabiat turizmine alternatif olarak termal turizmin de kesimde tarafını almaya başladığını anlatan Ergül, “İlimizdeki termal tesislerin sayısı her yıl artıyor. Koronavirüs sonrasında termal turizminin daha erken hareketleneceğini düşünüyorum. Termal turizm tesisleri daha çok yerli misafir yüklü olduğu için en süratli toparlanacak bölüm olacaktır. Yeterli olacağını düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
KAYAK TURİZMİ KORONAVİRÜSTEN HİÇ ETKİLENMEDİ
Ergül, vatandaşların tatilde daha çok tabiatla iç içe olmak istediğini aktararak, “Bu nedenle her tesis ve vilayette macera parkları yapılmaya başlandı. Buralarda beşerler doyasıya eğlenerek vakit geçirebiliyor. Macera parklarında toplumsal aralık mecburen korunuyor. Evvelce de buralardaki etkinlikler aralıklarla yapılıyordu. Gelen misafirlerimiz hangi otelde kalırsa kalsın kullanabileceği macera parkları mevcut.” sözlerini kullandı.
Bolu’nun tabiat ve termal turizmin yanı sıra kış turizminde de ön planda olduğunu belirten Ergül, Kartalkaya nahiyesindeki otellerin her yıl yüz binlerce misafir ağırladığını anımsattı.
Koronavirüs salgınının Türkiye’ye kış turizm döneminin ahir geldiği için dalın etkilenmediğini söz eden Ergül, “Kartalkaya ve kayak turizmi koronavirüsten hiç etkilenmedi. Her sene ilgi daha çok artıyor. Türkiye’nin en bakımlı pistleri Kartalkaya’da olduğu için hizmet kalitesi epey yüksek. O yüzden kayak turizmindeki en iyi doluluk bizde. Kayak ve kış turizmi koronavirüsten hiç etkilenmedi. Önlemlerin alınmasıyla gelecek kış mevsiminde de etkilenmeyeceğini düşünüyorum.” diye konuştu.
Haber7
