Türkiye’yi yasa boğan Bitlis’teki helikopter kazasında şehit düşen İstihbarat Albay Şentürk Aydınyer, Bolu Komando Tugayı’nda teğmen olarak başladığı askerlik hayatında yurtiçi ve yurt dışında değerli vazifelerde bulundu. Vatan ve vazife aşkıyla vilayet il dolaşırken, pırlanta üzere 2 kız çocuğu yetiştirdi. Geçtiğimiz ağustos, emekliliğinde ailesiyle yaşamak için Ankara’ya yerleşmişti. Şehit albayın ailesi, onun kahramanlıkları ve şehadetiyle gururlanıyor.
SON 10 GÜNÜ AİLESİYLE GEÇİRMİŞ
Şehit Şentürk Aydınyer’in 23 yıllık eşi Semra Aydınyer, eşinin daima kendisine telkin ettiği üzere, kızlarıyla birlikte güçlü durmaya çalışıyor. Kaza olmadan evvel eşinin bir vazife için Ankara’ya geldiğini ve 10 gün müsaade aldığını anlatan Semra hanım, “3.5 aydır görüşmüyorduk. Her müsaadesinde bir iş çıkardı. Ancak bu sefer o denli olmadı. Konutta annesi, babası, bizimle hoş vakit geçirme imkanı buldu. Akşam onu havaalanına bıraktım. Vedalaştık. Lakin dönemedi” dedi.
ŞEHİTLİĞE ALIŞTIRDI
Semra Aydınyer, eşiyle en son kaza günü saat 13.00 üzere görüşmüş: “Hiç haberlere bakmak, televizyonu açmak aklıma gelmedi. Akşam büyük kızım helikopterin düştüğünü söyledi. Osman Paşa’nın ismini görünce anladım. Son ana kadar umut ettim ancak sonrasında acı haberini aldım. Birinci günden itibaren bizi şehitlik gerçeğine alıştırmıştı, şehit aileleri ve gazi ziyaretlerine götürürdü. Her daim başımın bir köşesinde bu gerçeklik, bu ihtimal vardı.”
BİRÇOK VAKİT BAŞKAYDIK
Eşinin vazifesi nedeniyle uzun yıllar başka kaldıklarını anlatan Semra hanım, “Zagreb’de askeri ataşeyken 1 yıla yakın görüşemedik. Şehit olduktan sonra yapılan ‘20 yıldır Ankara’da yaşıyordu’ haberleri beni çok üzdü. Birden fazla vakit başkaydık biz. Zira mesleği onun için çok kutsaldı. Bir ortada olacağımız günleri sabırla bekledim. Çok büyük hayallerimiz vardı. Vazifedeyken yalnız gittiği yerlere birlikte gidecektik. Lakin olmadı” diye konuştu.
DAYANILMAZ BİR MİRAS
Semra hanım kelamlarını şöyle tamamladı: “Şimdi baktığımda en büyük acı, hiç kimsenin birbirine doyamadan gitmesi. Ne o çocuklarına, ne biz ona. Ne annesi-babası ona, ne o annesi-babasına doyamadan gitti. En büyük ıstırabımız bu. Şentürk, Türkiye’nin her yerindeki arkadaşlarımızla bize inanılmaz bir miras bırakmış. Çok sevilmiş. Etrafımız arkadaşları ve sevenleriyle dolu. Ne vazife yaptığını hiç bilmezdik. Lakin artık arkadaşlarından gururlandıran şeyler duyuyoruz. Ne keyifli.”
Şehit Albay Şentürk Aydınyer’in babası Himmet Aydınyer, meslek hayatı takdir ve taltiflerle dolu emekli bir polis memuru. Oğlunun hem Diyarbakır Polis Koleji’ni, hem askeri lise imtihanlarını kazandığını anlatan Himmet beyefendi, askerliği seçmesinde kendisinin tesirli olduğunu söyledi. Gözü yaşlı baba, “Hep kumandanlarından teşekkür mektubu aldım, birincilikle karnelerini getirdi. Misyona başladıktan sonra ben 2 yılda bir ya da 1 yılda bir oğlumun yüzünü lakin görebiliyordum” dedi. Şehit albay, müsaade için Ankara’ya geldiğinde babasına “3 günü birlikte geçirelim baba” demiş ve o denli de yapmışlar: “Elazığ’a gideceği gece inince ileti atmasını istedim. İçime bir dehşet düşmüştü. Gece 02.00’ye kadar ileti atmasını bekledim. Biz vatan için yetiştirdik, vatan için şehit oldu. Vatan sağ olsun.” Şehit Aydınyer’in annesi Hurizat Aydınyer “Doyamadan gitti benim çocuğum. Ankara’ya geldiklerine çok seviniyordum, yarım kaldı. Hiçbir gün yüksek sesle konuştuğunu duymadım, bizleri hiç kırmadı” derken, polis kız kardeşi Pınar Bayrak ise “Birbirimize yıllardır hasrettik. Onun kardeşi olmaktan her vakit gurur duydum” diye konuştu.
TABİP OLDUĞUNU GÖREMEYECEK
Şehidin 20 yaşındaki kızı Simge Aydınyer, Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tam burslu okuyor. “Çok birlikte değildik babamla fakat daima eksiklerimi kapattı” diyen Simge şunları anlattı: Daima kızlarının hekim olmasını isterdi. Ben tıp fakültesini kazanınca çok memnun oldu. Bir Beşiktaş sevdası vardı, dolabım Beşiktaş kıyafetleriyle, bayraklarıyla, atkılarıyla dolu. Çok hoş anılar bıraktı. Hiç kızdığını hatırlamam. Gitmeden evvel “Seni hiç üzdüğüm bir an var mı” diye sormuştu. Önlük giyme merasimimi göremeyeceği için üzgünüm. Fakat bir şehit kızı olmak çok gurur verici.
GİDERKEN DÖNÜP TEKRAR ÖPMÜŞ
Ailenin küçüğü, 16 yaşındaki Özge Aydınyer ise babasına çok düşkün. “O da bana çok düşkündü sanırım” diyen Özge şunları söyledi: Ne desem yapardı. Bir kelamım yeterdi. Annemin müsaade vermediği şeylerde ondan müsaade alırdım. Hiçbir şeye hayır demezdi. Geçen yıl fen lisesini kazandım. Babamın istediği bir okuldu. Kazandığım vakit “Tamam sen de doktorsun” dedi. Tıp fakültesini kazanıp onu gururlandıracağım. Onu son kere misyona uğurlarken vedalaşıp sarıldık. Merdivenlerden iniyordu, ben tam kapıyı kapatacakken tekrar geldi, beni öptü ve gitti. Hiç bu türlü yapmazdı.
KAHRAMANLIĞI HUDUTLARI AŞTI
Şehit Şentürk Aydınyer, 1996’da Kara Harp Okulu’ndan piyade teğmen olarak mezun oldu. 1996-2000 yıllarında Bolu Komando Tugayı’nda vazife yaptı. 2000-2003 yıllarında Isparta’da Piyade Er Eğitim Tugayı 40. Piyade Alayı’nda misyon üstlendi. 2003-2006 ortasında Kıbrıs’a atandı. Burada istihbarat subayı olarak 1 yıl 28. Mekanize Piyade Tümeni’nde, 2 yıl da insan istihbaratı açık kaynak istihbarat uzmanı olarak Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri’nde misyon üstlendi.
2006-2008’de Kara Kuvvetleri Karargahı’ndaki görevindeyken 2007 yılında 1 yıl mühletle Afganistan’da misyon yaptı. 2008-2010 yılları ortasında Şanlıurfa 20. Zırhlı Tugayı’nda, Suruç’ta istihbarat subayı olarak görevlendirildi. 2010-2017 yılları ortasında NATO’nun yüksek hazırlık gücü HRF Kolordusu’nda vazife yaparken NATO tatbikatlarında aktif misyonlar üstlendi. 2014’te Afganistan’da 1 yıl vazife yaptı. 2017-2020’de Hırvatistan’da askeri ataşelik misyonunu tamamlamasının akabinde 2020 Ağustos ayında Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı’na atandı.
ELAZIĞ’DA BAŞLADI ELAZIĞ’DA BİTTİ
Aydınyer, Süleyman Şah’ın kabrinin taşındığı Şah Fırat Operasyonunu yöneten emekli Tuğg. İhsan Başbozkurt’un yeğeniydi. Şehit İstihbarat Albay Şentürk Aydınyer’in askeri hayatını, örnek aldığı dayısı emekli Tuğgeneral İhsan Başbozkurt şu sözlerle anlattı: Maltepe Askeri Lisesi imtihanına Elazığ’da girmişti. Askerlik hayatına Elazığ’da başladı, Elazığ’da da bitti. “Dayı, Elazığ’da askerliğime başladım, Elazığ’da bitireceğim” diyordu. Burada emekli olmak istiyordu lakin şehit düştü. Kazanın gerçekleştiği bölgeyi ben bilirim, vazife süremde o bölgede yüzlerce kere helikopterlerle uçtuk, misal şeyleri biz de yaşadık. Bu hava muhalefeti sonucu meydana gelmiş bir kazadır. Bunun sağı solu önünde arkasında bir şey aramak, asker olarak bir kez bize asla düşmez. Şentürk sahiden rütbelerin en büyüğüne, makamların en büyüğü olan şehitlik rütbesine erişti.
BİRLİKTE MİSYON YAPTILAR
Ben 1996-98 yılları ortasında Hakkari Yüksekova’da Komando Tabur Komutanı’yken, 1997’de Yüksekova’ya geldiler. Dayı-yeğen 1 yıl orada birlikte vazife yapmak nasip oldu. Şanlıurfa’da ikinci sefer birlikte vazife yapma talihi bulduk. Suruç’ta misyon yaptığı sırada Süleyman Şah Türbesi’nin yenilenmesinde uyum misyonu üstlendi. O yıllarda PKK’lıların ağır aksiyon yaptığı, Ayn El Arab bölgesinde 2011’de patlayacak Suriye savaşı öncesi PKK’lıların taban hazırladığı sıkıntı bir devirde muvaffakiyetle vazife icra etti. Ben Osman generalle de 1996-98 yıllarında Hakkari Yüksekova’da 2 yıl birlikte vazife yaptım. Elazığ’a giderken Şentürk’ün Osman Paşa’yla çalışacağı için çok sevinmiştim. Yerleri cennet olsun.
Haber7
