- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan Karar’a nazaran, Bakanlar Konseyi Kararı ile onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Çabaya Ait Avrupa Konseyi Sözleşmesi” Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedildi.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dair kamuoyunda tartışmalar sürerken Yeni Şafak müellifi Hayrettin Karaman, KADEM tarafından dikkat çeken husus ve tespitlerin bulunduğu “Kadın haklarına dair unsurlar bildirgesini” köşesinden paylaştı.
İşte Karaman’ın o yazısı
Aşağıda paylaşacağım bildirge KADEM’e aittir. Bir müddet evvel yayınlamış ve halkın imzasına açmışlardı. Dernek yöneticilerini yakından tanıdığım için mevcut kurallarda Müslümanca yaşamak için çaba eden yol ve metot arayan bir oluşum olduklarını düşünüyorum.
Bir yanda modernistler, feministler, laikçiler var, bir yanda da bayan “Bir baba konutundan gelin olarak koca konutuna giderken çıkmalı bir de ölünce defnedilmek üzere koca konutundan çıkmalı, örtünme kesinlikle çarşafla olmalı, bayan cemaatle namaz kılmak için mescide dahi gitmemeli, okula gitmemeli…” diyen ve bunu “bir görüş, bir tercih, bir mezhep kararı olarak değil, mutlak ve genel manada din ismine, din kararı olarak” söyleyenler var.
KADEM modernist de değil, feminist de değil. Benim kitaplaşan yazılarıma koyduğum bir isim vardı, “Laik Sistemde Dini Yaşamak”. Onlar da bir orta yol, orta lisan, orta formül bularak bunu gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bildirgeyi, şeriat ülkesinde bir yol haritası olarak okumak gerçek olmaz; zira iman ve dava olarak bunun peşinde olmamız gerekli olsa da hala bu türlü bir vakıa içinde değiliz, tenkit ve tavsiyelerimizi bu gerçeği göz önüne alarak yapmamız insaf faziletine daha uygun düşmektedir.
Bu temel prensipler ışığında;
-Kadının akıl, ruh ve vücut bütünlüğü dokunulmazdır. Hiçbir telakki ve toplumsal uygulama, şiddeti yasal gösteremez. Dayak, taciz, tecavüz üzere fizikî şiddet cinsleri ile tahkir etme, zayıf ve yetersiz görme, daima denetim etme, küçük düşürme üzere ruhsal şiddet çeşitleri kabul edilemez. Konutun ve ailenin mahrem alan olması da bayana yönelik şiddete meşruiyet sağlamaz.
-Devlet, bayanın inanç, niyet ve söz özgürlüğünü teminat altına almak ve bu hakları özgürce kullanabilmesi için gereken kaideleri sağlamakla yükümlüdür. Bayanların bu hakları, kişi ve kurumların müsaadesine yahut onayına bağlı olmayan temel hak ve hürriyetler kapsamındadır.
-Neslin ve nesebin korunması için aile ve evlilik kurumunun varlığı elzemdir. Aile kurumunun sürekliliği ve sağlıklı kuşakların yetiştirilmesi için önlem alınmalı, hukuksal ve toplumsal altyapı oluşturularak, gereği halinde her türlü takviye sağlanmalıdır.
Evlilik ve çocuk sahibi olmak için fizyolojik yeterlilik tek kıstas olamaz. Hür irade ve karar verme yetisi de temel kurallardandır. Bayanlar istekleri dışında ve çocuk yaşta evlenmeye zorlanamaz. Boşanmak istemesi durumunda bayanın canı, malı ve velayet hakkı teminat altında olmalıdır.
Öte yandan üreme teknolojilerinin nesebin karışmasına yol açacak halde denetimsiz kullanımı, kısırlaştırmaya yönelik keyfî uygulamalar ve cinsel yönelimler üzerinden yürütülen milletlerarası toplum mühendisliği stratejileri, gayret edilmesi gereken alanlardır.
-Kadının çalışma hakkını kullanması için gerekli kurallar oluşturulmalı ve bu alanda hukuksal ve toplumsal pürüzler ortadan kaldırılmalıdır.
Bayanın ekonomik hakları, çalışma hayatına katılmaktan ibaret değildir. Eşit işe eşit fiyat bu haklardandır. İş hayatında bayanların, dini inanç ve dış görünüşleri nedeniyle ayrımcılığa uğraması kabul edilemez. Çalışma hayatında yer almayan bayanların da topluma sağladıkları faydayı görünür kılmak ve takdir etmek, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının vazifesidir.
Bayanların, aile hukukundan doğan mali hakları ihlal edilemez. İnanç ve örfe bağlı olarak ortak irade ile belirlenen mehir ve mirastan adil formda hisse alabilmesi, bayanın ekonomik hakkıdır. Adalet ölçülerinde belirlenmiş nafaka ve boşanma tazminatı da bu kapsamdadır.
Üstte saydığımız temel unsurlar, sağlıklı bir toplumun oluşmasını amaçlamaktadır. Bu asıllar; üniversal fikir tarihinde, aklın, vücudun, inancın, kuşağın ve mülkiyetin korunmasını hedefleyen kadim bedellerin yanı sıra pek çok unsur, mukavele ve bildirgeye dayanmaktadır.
Bayan ve Demokrasi Derneği olarak bizler, yeryüzündeki tüm bayanların onurlu ve itimat içinde yaşayacağı bir dünya için, bu temellere bağlı kalarak çabayı sürdüreceğimizi ilan ediyor; hak ve adalet savındaki tüm kişi ve kurumları, bu prensiplerin koruyucusu ve uygulayıcısı olmaya davet ediyoruz. İSTANBUL – 2021
Haber7
