Millet İttifakı’nda cumhurbaşkanı adayı konusu gündemden düşmüyor. Hürriyet Gazetesi Muharriri Abdülkadir Selvi, Millet İttifakı’nın planlarını yazdı. Selvi’nin bugünkü yazısı şöyle:
2023 seçimlerinde kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı konusu Millet İttifakı’nı şimdiden sarsıyor.
Zira Cumhurbaşkanlığı Demirel’in tabiriyle, “Hiçbir faninin elinin zıddıyla iteceği bir makam” değil. Hele de Başkanlık Sistemi’nin güçlü Cumhurbaşkanlığı.
Diyeceksiniz ki Millet İttifakı, parlamenter sisteme dönüşü hedefliyor. Sembolik cumhurbaşkanı olacak. Bütün yetkiler başbakanda toplanacak. İyi de bu vaadi gerçekleştirebilmek için Anayasa değişikliği gerekiyor. En az 360 milletvekili ile referandum şartıyla, referandumsuz 400 milletvekili çıkarmaları gerekiyor. Bu nokta çok önemli lakin nedense üzerinde durulmuyor. Belirli ki Millet İttifakı’nın en büyük seçim vaadi parlamenter sisteme geçmek olacak.
Pekala şayet seçilmeyi başarırsa muhalefetin cumhurbaşkanı parlamenter sisteme dönecek mi? Yetkilerini devredecek mi? Muharrem İnce de daha seçilmeden, durun bakalım hele bir seçilelim başka işler ondan sonra gelir diye hareket yapmaya başlamıştı. Daha da ötesi Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu bulabilecekler mi?
GÜÇLÜ CUMHURBAŞKANLIĞI
Varsayalım Ekrem İmamoğlu seçildi. Bu millet beni güçlü cumhurbaşkanı olarak seçti, yetkimi son güne kadar kullanacağım derse ne yapacaksınız? Bir de Atatürk, Cumhuriyet’i kurarken yetkilerini devretmedi tam tersine Başkomutanlık ve Cumhurbaşkanlığı yetkilerini elinde tuttuğu için Cumhuriyet’i kurma, ihtilalleri gerçekleştirme bahtını buldu. Atatürk Cumhuriyet’i yetkilerini devrederek değil, gücü elinde toplayarak kurdu derse ne karşılık vereceksiniz?
KILIÇDAROĞLU’NUN İHTARLARININ ADRESİ
İmamoğlu seçilirse yetkilerini devretmez telaşı Kılıçdaroğlu cephesinde vardı. “O vakit parlamenter sisteme dönüş tezimiz büsbütün çöker” diyorlardı. İmamoğlu’nun seçildiği günden veda edeceği ana kadar yetkilerini sonuna kadar kullanacağından emindiler. O nedenle Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayının özelliklerini sıralarken boşuna, “Pak biri olacak, vatandaşlar ortasında ayrım yapmayacak, nefsine hâkim olacak, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmeyeceğiz demeyecek, yetkilerini Meclis’e devretmeyi kabul edecek, icra yetkisi başbakanda olacak” demedi. Siyasette hiçbir kelam boşuna söylenmez. Söylenen her kelamın bir adresi vardır. Cumhurbaşkanlığı konusu gündeme geldiğinde Kılıçdaroğlu, her keresinde, “Yani bütün yetkileri aldım hasebiyle ben cumhurbaşkanlığı müddetince bütün yetkileri kullanacağım. Hayır. Siz o yetkileri parlamentoya iade edeceksiniz” uyarısında bulunmazdı.
KILIÇDAROĞLU SERT GİRİNCE
Meral Akşener’in Ekrem İmamoğlu’nu Fatih’e benzetmesi Kılıçdaroğlu’nun cephesinde, İmamoğlu’na güçlü bir dayanak olarak algılandı. Hakikat bir değerlendirmeydi. Kılıçdaroğlu, buna karşı atılım yaptı. Millet İttifakı’nın çok adayla seçime girebileceği açıklamasıyla hiçbir halde İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı düşünmediğini gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun gayrete bu derece sert bir biçimde girmesi karşısında İmamoğlu strateji değişikliğine gitti. Böylelikle kendisini hem ateş çizgisinin dışına çekti hem de daha fazla yıpranmaktan kurtuldu. Siyasette bazen iki adım ileri atlamak için bir adım geri adım atılır.
İMAMOĞLU’NUN ETRAFINDA İKİ GÖRÜŞ VAR
İmamoğlu’nun etrafında iki görüş çarpışıyor: Şimdiye kadar Erdoğan karşısında cumhurbaşkanlığını kazanabilecek tek ismin İmamoğlu olduğu istikametindeydi. O nedenle cumhurbaşkanı adaylığı fırsatını kaçırmamasını istiyorlardı. İkinci bir grup ise bir periyot daha İstanbul Belediye Başkanlığı yapması istikametindeydi. “İstanbul’a mührümüzü vuralım. Türkiye’ye mührümüzü vururuz” görüşünü savunuyorlardı.
İMAMOĞLU’NUN KELAMLARI
Ekrem İmamoğlu’nun, “Şu an benim aklımdan geçen ve hedefim, İstanbul’da misyonunu en iyi yapan bir belediye lideri olmaktır. Dahası amacım, İstanbul’da tarihin en başarılı belediye lideri olmaktır, daha ötesi yok, ben bunu yaparsam aslında değişim olacaktır. Değişime büyük bir katkı sunmuş olurum. Yani birilerinin dediği üzere İstanbul’u alan Türkiye’yi alır tezine de damga basmış olacağım” kelamları bunu yansıtıyor.
Bu, aslında İmamoğlu cephesinde bir strateji değişikliğine gidildiğini gösteriyor. Lakin bu son bir karar değil, yalnızca bir taktiksel hareket. Zira İmamoğlu, cumhurbaşkanı adaylığı maksadından vazgeçmiş değil. O istikamette de bağlayıcı bir beyanı yok.
İKİNCİ PERİYOT TELKİNİ
Bir müddettir İmamoğlu’na, “Yaşınız genç, bir periyot daha belediye başkanlığı yapın, 2028’de aday olursunuz” telkini yapılıyor. İmamoğlu amacından vazgeçmiş değil yalnızca taktiksel bir hareket ile kendisini tartışmanın dışına çekmeyi başarırsa bir müddet gelişmeleri izleyip vakti gelince atılım yapmayı planlıyor.
BAŞKANLAR KABİNESİ
Millet İttifakı’nda bir yandan cumhurbaşkanı adayı tartışılıyor, başka yandan 2023 seçimleri öncesinde kamuoyuna açıklanacak deklarasyon ve model önerisi üzerine baş yoruluyor.
İYİ Parti’nin aktif isimlerinden Cihan Paçacı’nın “Kemal Beyefendi, son devirde daima tekil konuşuyor” ihtarından sonra ileride bir yol kazası yaşanmaması için iki başkan önümüzdeki günlerde daima olarak temas halinde bulunacak isimleri açıklayacaklar.
2022 yılından itibaren 2023 seçimlerinden evvel açıklanacak deklarasyon ve önderler kabinesi üzerinde çalışmalar başlayacak.
DEKLARASYON
Aslında yayınlanacak deklarasyonun çerçevesini Kılıçdaroğlu, bir ölçüde ilan etti. CHP başkanının cumhurbaşkanının profiline ait ortaya koyduğu ölçüleri kastediyorum. Millet İttifakı, 2 yıl içinde parlamenter sisteme dönüleceği, cumhurbaşkanının yetkilerinin sembolik olacağı, icra gücünün başbakanda olacağı, seçilecek cumhurbaşkanının bu süreci yöneteceğini içeren bir deklarasyonla seçmenlerin huzuruna çıkacak. Cumhurbaşkanı adayı da bunu hem yazılı hem kelamlı olarak taahhüt edecek.
KİMLER YER ALACAK
Önderler kabinesine gelince, Millet İttifakı’nın tabanını genişletmek ve muhalif seçmeni sandığa taşıyabilmek için geliştirilmiş bir model.
CHP cephesinde cumhurbaşkanı olarak Kılıçdaroğlu düşünülüyor. Cumhurbaşkanı yardımcılıkları için Millet İttifakı başkanları önerilecek.
Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı; Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ve şayet ittifakta yer alırsa Ali Babacan cumhurbaşkanı yardımcısı olarak planlanıyor.
KILIÇDAROĞLU CUMHURBAŞKANI, AKŞENER BAŞBAKAN
Şayet cumhurbaşkanlığı seçimleri kazanılıp parlamenter sisteme geçiş sağlanırsa Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı, Akşener başbakan modeli üzerinde duruluyor.
Temel Karamollaoğlu’nun varlığı başörtüsü nedeniyle telaş duyan seçmene garanti olarak görülüyor. Ali Babacan ise iktisat idaresi için düşünülüyor.
ZAAFLARI
Bu sistem, içinde çok kıymetli zaafları barındırıyor. O kadar çok ”eğer” var ki.
1- Başta İYİ Partililer, Akşener cumhurbaşkanı olarak geçiş sürecini yönetsin; Akşener cumhurbaşkanı, Kılıçdaroğlu başbakan modeli uygulansın diyor.
2- Çok başlı bu tablo seçmende koalisyon hükümetleri devri dönüyor korkusunu tetikleyebilir.
3- HDP’nin pozisyonu ne olacak? Parlamenter sisteme geçişte HDP cumhurbaşkanı yardımcısı olarak mı yoksa bakanlıklar seviyesinde mi temsil edilecek?
Millet İttifakı’nın önünde netleştirmesi gereken değerli soru işaretleri duruyor.
Haber7