AK Parti’li Öçal, yaklaşık üç aylık çalışmanın akabinde, Diyarbakır anneleri başta olmak üzere daha evvel PKK terör örgütüne katılan, akabinde itirafçı olan bayanlarla yaptığı birebir mülakatlar sonucunda ortaya çıkan çalışmayı rapor haline getirerek ‘PKK Terörü ve Kadın’ ismiyle kitaplaştırdı.
DHA’ya konuşan Öçal, kitabı hazırlarken, güvenlik ünitelerinin raporlarından, mahkeme iddianamelerinden de yararlandığını söyledi. Öçal, ayrıyeten medyada yer alan haberleri de taradıklarını anlatarak, “Belge, bilgi dahilinde ispatlanacak bilgiler üzerine gittik. HDP bilhassa ‘gizli tanık’ tabirini kullandı. Hayır bunların hiç biri kapalı şahit değil. Diyarbakır anneleri ile bir bir görüşme yaptık. Örgütün yayınlarını kendi ağızlarından okuduk. Biz, HDP ve PKK’nın, kendi telaffuzlarına bağlı kalarak tezlerimizi ortaya koymaya çalıştık. Buradaki emelimiz; bayan konusunda, terör konusunda bunların ikiyüzlülüğünü ortaya koymak” dedi.
‘YARDIM BAHENESİYLE ZİYARET EDİYORLAR’
AK Parti’li Öçal, yaptığı çalışmalar sırasında çok değerli datalara ulaştıklarını söyleyerek, “Tanık bayanların öykülerini dinlerken, o yaşadıkları acıyı görmek lazım. Bunların içinden Ceylan’ın öyküsü. Öbür ismiyle Şeyma. Şeyma parçalanmış bir ailenin çocuğu. 2010’da Muş’tan İstanbul’a geliyorlar. 2013 yılında anne eşinden şiddet gördüğü gerekçesiyle boşanıyor. HDP yetkilileri aileyi barıştırmak ve yardım etme mazeretiyle ziyaret ediyor. O esnada Ceylan’ın hayli girişken, liseyi bitirmiş ve Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesini kazanmış üniversiteye gidecek. Çabucak bununla irtibata geçiyorlar ve daima HDP binasına götürerek, daha sonra çocuğu büsbütün terör kamplarına götürüyorlar” diye konuştu.
‘HEDEF KİTLELERİ PARÇALANMIŞ AİLE ÇOCUKLARI’
“Şimdi burada anlatmak istediğin şu. PKK ve HDP’nin de, dağılmış ve parçalanmış bir ailenin acısını nasıl istismar ettiklerini gördük” diyen Öçal, şunları kaydetti:
“Yani bir acı var, şiddet gören bir bayan var. Bu bize şunu gösteriyor. Demek ki bunların gaye kitlesi, bütün mülakatlarımızda bunu gördük, parçalanmış aile çocukları, anne babaları olmayan çocuklar, eğitim düzeyi düşük ya da okulda muvaffakiyet sağlamayan çocuklar. Yahut çok baskıya maruz kalan, ergenliği çok tepkisel geçiren çocuklara daha fazla yaklaştıklarını gördük. Burada yardım vaadiyle aileye gelip, ailenin çocuğunu koparmaları, götürmeleri, bunların aileye bakış açılarını net bir formda ortaya koydu. Bu çocukları kandırdıktan sonra, bütün aile ve kategorilerini yok sayıyorlar. Tek bir kategori koyuyorlar, ‘örgüt militanı’. Bunun üzerinden aileleri parçalama noktasında bir siyasetleri mevcut.”
Haber7
