Ahmet Hakan’ın köşe yazısından ilgili kısım şöyle;
Enver Aysever’in CHP’li belediyeleri söğüşlemesinin iki usulü var:
BİR: “Yazı akademisi” diye kurs düzenlemek.
İKİ: “Yazarlık atölyesi” diye müelliflik öğretmek.
Velhasıl…
Enver’in tezi, milletimize “Nasıl müellif olunur” dersleri vermek.
Tezgâh şöyle işliyor:
Enver, “Ben vatandaşlara müelliflik öğreteceğim” diye tezgâhını açıyor.
CHP’li belediyeler bu tezgâha finansman sağlayarak çanak tutuyor.
Ve kimi vatandaşlarımız da maalesef bu tezgâha geliyor.
Bu tezgâhta belediye yediren taraf, Enver de yiyen taraf…
Pekala ya tezgâha gelen vatandaşlar?
İşte onların durumu çok vahim ve pek acıklı.
Enver’e Tolstoy muamelesi yapan ve Enver’den müelliflik öğrenebileceklerine akıllarını yatıran bu vatandaşlarımıza…
Yazarlığın birinci ve en değerli tüyosunu vermek isterim.
Üstelik fiyatsız.
O tüyo şudur:
Hakikaten bir müellif olmak istiyorsanız…
Öncelikle yazarlığın öğrenilmeyecek bir iş olduğunu bilmeniz gerekir.
“Yok, ben vilayetle de öğreneceğim” diyorsanız…
O vakit da…
Yazarlığın Enver’den öğrenilecek bir iş olmadığını bilmeniz gerekir.
MİNİBÜS DEYİNCE
MANSUR YAVAŞ’ın “Bütün makam araçlarını sattım, işe minibüsle gidiyorum” dediğini öğrenince…
Ben de sandım ki…
Mansur Baba, Keçiören minibüsüyle işe gidiyor.
Popçuların kullandığı makam minibüsleri var ya…
Kastettiği oymuş.
Mansur Yavaş’ı severim. Bu yüzden kendisine “popülizmin raconu” bahisli küçük bir kurs almasını tavsiye ederim.
Hürriyet
Haber7