Böbrek yetmezliğinin hipertansiyona, hipertansiyon da böbrek yetmezliğine sebep olduğuna dikkat çeken Medicana Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, Tükiye’de sekonder hipertansiyonun en sık sebebi kronik böbrek hastalığı iken hipertansiyon, son devir böbrek yetmezliğinin en sık sebepleri ortasında olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ziya Mocan, mevzu hakkında açıklamalarda bulundu. Mocan, ”Böbreğin su ve sodyum atma yeteneğindeki azalmayla böbrek yetmezliği olur. Bu hastaların neredeyse tamamında hipertansiyon gelişir” dedi.
Damarları etkiliyor
Hipertansiyonunun olumsuz tesirlerine değinen Prof. Dr. Ziya Mocan, ”Hipertansiyon damarları etkileyen bir hastalıktır. Öncelikle kalp ve beyin üzere organlarda tesirlerini gösterirken böbrekleri de gaye organ olarak seçebilmektedir. ‘Hipertansif Böbrek Hastalığı’ olduğunu denilen bu hastalığın nedeni böbreğin en küçük işlev gören organcığı olan çok modüllü kılcal damarlardan oluşan glomeruller (yumakcık) içindeki basınç artışının organcığın büzüşüp yetmezliğe gitmesi olarak özetlenebilir” dedi.
Tansiyon yüksekliği kesinlikle tedavi edilmelidir’
Prof. Dr. Mocan, kelamlarına şöyle devam etti: ”Normal erişkin bir şahısta tansiyon 120/80 mm/Hg dir. Yaşlı kümede 140/85 mm/Hg olağan kabul edilir. Büyük ve küçük tansiyonların bu düzeylerin tek yahut birlikte üzerinde olması hipertansiyon hastalığı olarak kabul edilir. Tansiyon yüksekliği kesinlikle tedavi edilmelidir. Belirtilmesi gereken değerli bir nokta da böbrek yetmezliği damar sertliği sürecini hızlandırmakta kalp damar hastalıklarını ortaya çıkarmakta ve bir kısır döngüye girilip kan basıncı yüksekliği böbrek işlevlerinin kaybını daha da ilerletmektedir. Bu tehlikeli ve hayatı tehdit edici süreçte tetiği hipertansiyon çekiyor”.
Kronik böbrek yetmezliğine dikkat
Hipertansiyonun çok şiddetli olduğu böbreğin dokusuna bağlı görülen kronik böbrek yetmezliklerinin, böbrek kistlerinin çok büyüyüp damarlara bası yaparak hipertansiyona yol açtığı polikistik böbrek hastalıklarının, böbreğin büyük tek kistlerinin, renin hormonu salgılayanlar ve hormon salgılamayan ancak kütleleri ile böbrek damarlarına baskı yapanların, idrar yollarında tıkanıklık yapan taşın, enfeksiyonların, prostat hastalıklarının, dıştan idrar yollarına bası yapan tümörlerin tansiyona bağlı geliştiğini belirten Prof. Dr. Mocan, bunların içinde renovasküler hipertansiyon (böbrek atardamarının darlığına bağlı hipertansiyon) büsbütün tedavi edilebildiğini yalnızca teşhisinin gerçek konulması gerektiğini sonrasında cerrahi teşebbüsle bu darlığın açıldığını belirtti. Prof. Dr. Mocan, kelamlarını şöyle tamamladı: ”Bu kadar çok organın ziyan görmesine sebep olabilecek hipertansiyonun, hekimin reçete ettiği ilaçları nizamlı kullanmanın yanı sıra kilo denetimi ve sistemli idman yaparak, sağlıklı beslenip tuzdan uzak durarak kesinlikle denetim altında tutulması gerekir” dedi.
Haber7
