Bor oksit bileşenlerinin kolon kanseri hücrelerinin temizlenmesinde kullanılmasıyla sıhhat dokulara daha az ziyan verdiğini ortaya çıktı. Kanser hücrelerinde bor oksit bileşenleri ile tedavi çalışmaları sonucunda kanserli hücrelerin azamî düzeyde öldürdüğünü belirleyen araştırmacı tabiplerden Doç. Dr. Özgür Albuz, kolon kanseri üzerinde olumlu sonuçlar elde edildiğini belirterek bor oksitin birçok kanser çeşidinde tesirli olabileceğini düşündüklerini söyledi.
Son dakika haberleri… Bor oksitin suyu çekebilme ve dokulara uzun müddetli yapışabilme özelliği üzerine laboratuvar çalışmalarına başlayan Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Albuz, bor oksitin kanser hücrelerine azamî derece tesir ederken, sağlıklı hücrelere daha az ziyan verdiğini tespit ettiklerini söyledi.Bor oksitin sağlıklı hücreleri öldürme oranının yüzde 50’nin üzerine çıkmadığını söz eden Doç. Dr. Albuz, “Ameliyatlarda kimi durumlarda tümörü çıkardığımızda cerrahi sonlara dikkat ederiz. Cerrahi sonların pak olması bizim için vazgeçilmez bir şeydir. Bunların da her tümör için kriterleri muhakkaktır. Lakin her vakit bu pak cerrahi hudutlar elde edilemiyor. Cerrahi hudutların elde edilemediği, tümörün lokal olarak, ileri evre dediğimiz evrelerinde ameliyat bitiminde tümör yatağına sağlıklı, kanser dışı hücrelere en az ziyanı veren, kanser hücrelerine de azamî ziyanı veren bir molekül geliştirebilir miyiz fikriyle yola çıktık.” dedi.Albuz, “Borun suyu çekiyor olması, dokulara uzun müddet yapışık kalabilme özelliği, tıpkı vakitte bilhassa programlanmış hücre mevtini kanser hücresini tekrar tetikleyerek kanser hücrelerini öldürmesi bizim için çok değerliydi. Tıpkı vakitte nekroz dediğimiz formda de öldürüyor. Boroksitin nekrotik tesirleri sağlıklı hücrelerde hudutlu. Konsantrasyon ne kadar artırılırsa artırılsın nekrotik özelliği sağlıklı hücrelerde yüzde 50’nin üzerine çıkmıyor” sözlerini kullandı.
“BOR OKSİT KANSERLİ HÜCREYİ YÜZDE 44.22 ÖLDÜRÜYOR”
Doç. Dr. Albuz, kolon kanseri üzerinde yaptıkları çalışmalar sonucunda bor oksitin kanserli hücreyi yüzde 44.22, sağlıklı hücreleri ise yüzde 18.36 oranında öldürdüğünü tespit ettiklerini söyledi. Albuz, “Kolon kanseri hücreleriyle, fibroblast hücreler üzerinde denedik. Kolon kanseri hücrelerinde yüzde 44 oranında öldürücü tesiri varken yüzde 18 oranında ortalama öldürücü tesiri vardı. Bu sayılar değişebilir, bu moleküle farklı unsurların nanoteknoloji ile eklenmesi ve molekülün üç boyutlu yapısıyla oynanmasıyla bu oranlar daha da istediğimiz hale dönüşebilir. Bu oranlar bile artık deneysel hayvan çalışmaları akabinde istekli insan çalışmalarının olabilmesi manasını taşıyor. Kıymetli olan bir öteki konu ise kişinin genetiğine tesir edip etmeyeceği. Sonraki soylarına berbat bir tesiri olabilecek mi yani genotoksik tesiri var mı diye bakıldı. Biz bunu hücre bazında araştırdık. Hücre bazında genotoksik tesirinin olmadığını gördük. Bor oksit yalnızca kolon kanserinde değil, birçok kanser cinsinde tesirli olabileceğini düşünüyoruz” diye konuştu.’METASTAZLARI ETKİSİZ HALE GETİREBİLİR’
Tümörün bor oksit tedavisinin akabinde sıçrama mümkünlüğünü düşürebileceğine dair bir ışık olduğuna dikkat çeken Albuz, bor oksit tümörün sıçrama mümkünlüğünü düşürebilmesi ile çalışmalar yapılması lazım ama önemli bir ışık var. En azından lokal ileri kanserlerde boroksit uyguladığımızda tahminen metastazları da etkisiz hale getirebilir. Bunu yapan hususun ileri sonuçlarını da düşünmemiz gerekiyor. Hastanın operasyon talihi kalmadıysa tümör yatağına bor oksit ve türevleri buraya uygulandığında tümör hücrelerini sağlıklı hücrelere nazaran çok daha fazla öldürecek ve burada bir mühlet kalacaktır. Bunun da sıçramayı azaltacağını düşünüyoruz ancak bu bizim birinci adımımız. Dünyada kimi ülkeler bor temelli hususları kanserde kullanıyorlar. Hatta bir kısmını Türkiye’ye ihraç ediyorlar, biz bunları çok önemli fiyatlara alıyoruz. Bir kısmının deneme kademeleri bitti yakında ilaca dönecek ve bor rezervinin yüzde 75’i ülkemizde” biçiminde konuştu.
KANSER CİNSLERİNDE DEV ADIMLAR ATABİLECEĞİMİZ BİLGİLER KÂFİ
Doç. Dr. Özgür Albuz, AR-GE takviyeleri ile ulusal üretim yapılabileceği ve kanser çeşitlerinde değerli adımlar atılabileceğini söz ederek şöyle konuştu:
“Ülkemizin ilaç sanayiinde geride kalmaması, bu hususa büyük değer verilmesi Türkiye’nin bor kaynaklı ilaç ihracatında milyarlarca dolarlık ihracat kapısını açacaktır. Ülkemizde neredeyse son 20 yıldır, sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk milletine her alanda AR-GE çalışmalarında çok büyük takviyeler vererek farklı bir ihtimam ve ehemmiyet gösterildiğinden ötürü ulusal üretim ismine bu paha çok kıymetli. Sayın Cumhurbaşkanımıza da bu mevzuyu ayrıntılı anlatma ve rapor halinde sunmayı isteriz. Bor temelli farklı moleküllerle oluşturacağımız ilaç sanayi eserleriyle, kanser çeşitlerinde dev adımlar atabilmemiz için elimizdeki datalar kafidir.”
Haber7
