Acet köşesinde mevzuya bağlantı yaptığı değerlendirmede, “Dünya Sıhhat Örgütü’nün bu mevzuyu ‘mesele etmediği’ kolaylıkla anlaşılabiliyor” sözlerini kullandı.
İşte Mehmet Acet’in o yazısı:
Dünya Sıhhat Örgütü’nün Avrupa Ofisi, geçtiğimiz Cuma akşamı, Türkiye’nin Kovid-19 uğraşını bahis alan bir açıklama yaptı.
Açıklama tam da Türkiye’de hasta sayısı-vaka sayısı tartışmalarının ortasında iken gelince, “Acaba bu hususta ne düşünüyorlar, nasıl bir reaksiyon verdiler” merakı içinde açıp metni okudum.
“HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAYACAKLAR”
Öbür taraftan üç paragraftan oluşan açıklamanın, Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın “Her hadise hasta değildir” kelamlarını skandal olarak nitelendiren etrafları hayal kırıklığına uğratacak bir niteliğe sahip olduğu da rahatça söylenebilir.
Onlar açısından işin daha berbatı ise, açıklamanın büyük kısmında Türkiye’nin korona gayretinden övgü dolu sözlerle bahsedilmesi.
O halde Dünya Sıhhat Örgütü’nün açıklamasının ayrıntılarına artık bakabiliriz.
Açıklamanın birinci paragrafında, “Türkiye’nin semptom göstermeyen bireyler de dahil olmak üzere tarama testlerini yapabilmek gayesiyle Nisan ayındaki günlük test kapasitesini Ağustos ayından itibaren üç katına çıkarmasını ve virüsün yayılmasını tedbire stratejisini takdire şayan bulmaktadır” deniliyor.
“Bu sayede rastgele bir semptom göstermeyen bireyler de dahil sıhhat sisteminin daha fazla beşere ulaşabilmesi mümkün olmaktadır.” diye devam ediliyor.
Açıklamanın ikinci paragrafında da ‘takdir ifadeleri’ devam ediyor. “Türkiye, semptom gösteren ya da göstermeyen tüm Kovid-19 müspet olaylarını izole etmektedir. Bu yaklaşım bulaş zincirini kırmak için bir ön koşuldur” deniliyor.
Pekala sanki o denli mi?
En iyisi evvel bu kısmın tamamını aktaralım.
Açıklamanın final kısmı olan paragrafın Türkçe çevirisi şu biçimde:
“DSÖ, birebir vakitte, mevzuyla ilgili DSÖ rehberi kapsamında bilgi toplama ve pandemiye cevap tedbirlerinin uyumlu hale getirilmesine yönelik davetler yapmaktadır. DSÖ, raporlama ve data toplama sistemlerinin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi için Türkiye’nin de dahil olduğu tüm üye ülkelerle tertipli ve gerekli görüldüğünde istişarelerini devam ettirmektedir. DSÖ olarak, Kovid-19’un durdurulabilmesi için pandemi sürecinde bilgi paylaşımını daha güçlü hale getirmek ve ispata dayalı kararları desteklemek maksadıyla karşılaşılan sıkıntılar ve tahlilleri ele almak üzere bölge ülkelerini bir ortaya getirmeyi planlamaktayız.”
Açıklamanın bu son kısmı bu türlü.
Buradan nasıl bir mana çıkarılabilir?
Hasta sayısı-vaka sayısı ayrımı nedeniyle bir çıkışma durumu kelam konusu mu?
O denli değilse de, DSÖ kurumsal durumu gereği reaksiyonunu kibarca ortaya koydu diye düşünülebilir mi?
Hayır, o da değil.
Pekala bu açıklama hangi manaya geliyor?
Şu manaya geliyor:
Dünya Sıhhat Örgütü, Türkiye’nin korona sayılarını açıklama biçiminden değil, Avrupa ülkelerinin pek birçoklarının farklı sistemlerle çalışmasından duyduğu rahatsızlığı lisana getiriyor ve bu raporlamaların ‘uyumlu hale’ getirilmesi muhtaçlığına değiniyor, bu gayeye ulaşmak için de tarafları bir ortaya getireceğinden kelam ediyor.
Yani, mikroskopla fotoğraf karesinde leke aramaya çalışanlara buradan ekmek çıkmıyor.
DSÖ’NÜN ODAK NOKTASI
Açıklamanın birinci iki paragrafında görüldüğü üzere, DSÖ’nün odak noktasında, korona ile fiili uğraş ve bu gayretin sonuçları var.
Türkiye, kendine mahsus filyayon/tarama modeliyle dünyada çok az ülkenin yapabildiğini yaptı, virüsün yayılımının durdurulabileceğini, bulaş zincirinin kırılabileceğini gösterdi.
Hastanelerin ağır bakım servisleri makul seviyede.
Ülkenin sıhhat kapasitesi, ‘ben korona hastası olabilirim’ diyen herkese ulaşabilme, tedavi edebilme kapasitesini koruyor.
Gerek ‘hasta’, gerek ‘vefat’ sayısı, dünya ortalamasının gerilerinde.
Odaklanılması gereken nokta burası olmalı.
İPİN UCU KAÇMADI
Sıhhat Bakanlığı’nın sayıların tamamını açıklamaması, ipin ucunu kaçırdığı manasına gelmiyor.
Tersine diğer ülkelerin ulaşabildiğinden çok daha fazla ‘vakaya’ ulaşılabiliyor ve açıklanan sayılarda revizyona gidilmesinin temel münasebetlerinden biri de bu.
Türkiye ulaştığı kapasite ile daha fazla olay tespit edebiliyor.
Avrupa ülkelerinin birçok dahil dünyanın pek çok ülkesinde ise, insanlara lakin hastanelere başvurduklarında test yapılabiliyor.
Bu da sayılarda uyumsuzluğa yol açıyor.
Dünya Sıhhat Örgütü’de bu durumun farkında olmalı ki, Türkiye’ye haksızlık yapmak istemiyor.
Yaptıkları açıklamada bu türlü bir itina içinde oldukları görülebiliyor.
Haber7
