Çanakkale’nin Gökçeada ilçesi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri alınarak hizmet verilen yaz döneminde, bilhassa “izole tatil” arayan ziyaretçilerden ilgi görüyor. Ege Denizi’nin kuzeyindeki değerli turizm destinasyonlarından, Türkiye’nin en büyük adası pozisyonundaki 279 kilometrekare yüz ölçümüne sahip ilçe, kültürel varlıkları, doğal zenginlikleri, bozulmamış kıyı bölümüyle yurt içi ve dışından her devir turist çekiyor.
“Dünyanın birinci citta slow (sakin şehir) adası” olan Gökçeada, Kovid-19 sürecinde sağlanan izolasyon ve önlemlerle, bilhassa bölgede ailelerin en çok tercih ettiği turizm merkezlerinden biri haline geldi.
Son yıllarda rüzgar kalitesinden ötürü, rüzgar sörfü ve kiteboard tutkunları da adaya ilgi gösteriyor. Bilhassa Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya’dan gelen sportmenler, rüzgarın keyfini çıkarıyor. Su sporlarına ilgi duyanlar da ilçedeki tesislerde aktivitelere katılıyor.
Gökçeada Belediye Lideri Ünal Çetin, AA muhabirine, salgın sürecinde ağır olarak alınan tedbirlerle adada “kontrollü turizm”in devam ettiğini söyledi. Hem mahallî idareler hem de ilçe halkının bu hususta epey hassas ve önemli olduğunu belirten Çetin, “Burası, Türkiye’nin en büyük adası, güneşin en son ve en hoş battığı yer. Gökçeada’ya ağır talebi yalnızca pandemiye bağlamak çok mümkün değil lakin beşerler koronavirüsle alakalı kendilerini biraz daha izole etmek ismine burayı tercih etmiş olabilir. Son yıllarda Gökçeada turizm noktasında Türkiye’nin parlayan yıldızı.” dedi.
Çetin, turizm işletmelerinin toplumsal uzaklık gözetilerek belirlenen kapasitelerine nazaran rezervasyonlarının eylül sonuna kadar büsbütün dolduğunu anlattı.
Salgın devrinde bu kadar yoğunluk beklemediklerini lisana getiren Çetin, şöyle devam etti “İnsanların koronavirüse ilişkin korkularını ve turizme, tatile çıkma konusunda kaygı edeceklerini düşünürken gördüğümüz şu ki Gökçeada’daki bütün tesislerde ağır bir talep ve rezervasyon var. Bu da bizi son derece sevindiriyor. Zira bu pandemi sürecinden bilhassa esnafımız çok olumsuz etkilenmişti. Turizm döneminin hareketli geçmesi, Gökçeada’da yaşayan herkese, bütün tesislere, birebir vakitte esnafımıza çok büyük katkı sağladı. Her geçen yıl Gökçeada’ya olan bu talebin artacağını düşünüyorum lakin hakikat adımlarla, gerçek işlerle buradaki turizmin kalitesini bir iki tık daha üste taşımamız gerekiyor.”
İZOLE ALAN ALTERNATİFİ ÇOK
Anemos Otel Müdürü Murat Çureban da Gökçeada’da salgın sürecinin iyi yönetildiğine dikkati çekti. Fizikî koşullarının buna uygun olduğuna değinen Çureban, “Gerek plaj manasında gerek gezilip görülecek yerler manasında, ne kadar kalabalık olursa olsun insanların birbirinden izole olabileceği yer çok. Gemi haricinde büyük bir kalabalığı hissetmeden adaya gelip rahatça tatil yapabiliyorlar. Bu da bizim için büyük avantaj oldu. Maske, ara ve hijyen kurallarına dikkat ediyoruz. Bu devirde, geçen dönem olduğu kadar talep aldık diyebilirim.” sözlerini kullandı.
Beyefendi Ada Butik Otel’in sahibi İpek Dağınık ise 7 odalı küçük bir tesis işlettiğini anlattı. Salgın sürecini ağır geçirdiklerini bildiren Dağınık, “Ada öteki turizm destinasyonlarına nazaran daha bakir, daha büyük ve beşerler daha kolay dağılıp daha kolay lokasyonlarda vakit geçirebildikleri için tercih sebebi. Bunun yanında işletme özelliklerini göz önünde bulundurursak, daha küçük otellerin, pansiyonların olması, insanların daha inançta, daha izole hissetmeleri nedeniyle adayı tercih ettiklerini düşünüyorum.” diye konuştu.
Haber7
