Meskenden çalışma, pandemiyle hayatımıza daha fazla girse de 25 yıllık bir tarihi var.
Bu yıl, Milletlerarası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 177 Sayılı Konutta Çalışma Sözleşmesi’nin kabul edilişinin 25. yılı.
ILO bu nedenle dünya çapında araştırmalara dayanarak “Evde çalışma: Görünmezlikten Beşere Yakışır İşe-2021” başlıklı bir rapor yayımladı.
Raporun, “Evden İçeri Bir Dünya: Türkiye’de Ev-Eksenli Çalışanlar” başlıklı bir Türkiye kısmı de var.
Türkiye’de meskende çalışma iki kategoride değerlendiriliyor:
Bayanların bilhassa dokuma ve konfeksiyon üzere klasik dallarda ev-eksenli çalışarak kesim başı iş yapması ve son yıllarda genç profesyonellerin konutta özgür (freelance) olarak çalışması.
“EVDEN ÇALIŞANLAR TOPLUMSAL TEMİNAT VE MUHAFAZADAN UZAK ÇALIŞIYOR”
Raporda konutta çalışmanın hangi sosyo-ekonomik küme için olursa olsun toplumsal garanti ve muhafazadan uzak bir çalışma biçimi olarak gerçekleşmekte olduğu belirtiliyor.
Hür çalışanlar, daha kısa saatler çalışmak için meskende çalışmaya başlamış olsalar bile iş akışını ve gelirlerini garanti altına almak için yeniden uzun saatler çalışmak zorunda kalıyor.
Modül başı fiyatların belirlenmesinde ise ev-eksenli çalışanların bir pazarlık gücünün olmaması öne çıkıyor, ayrıyeten bu çalışanlar kendilerine işi getiren aracılara yüksek kurul ödemek zorunda kalıyorlar.
ILO, gerek endüstriyel ev-eksenli çalışmada, gerekse internet üzerinden freelance çalışmada kayıtdışı istihdamın hakim olduğunu vurguluyor.
Bu da konutta çalışanların karşılaştıkları en yaygın sıkıntılardan birinin toplumsal güvenlik ve sıhhat sigortasından mahrumluk olmasına neden oluyor.
Haber7
