Salgının yeni dalgasının merkezi, sağ eğilimli bir Presbiteryan kilisesi oldu. Buradan tekrar yayılan salgın, birinci defa ülke çapındaki 17 bölgeye birden ulaştı. Birinci dalgada salgın tüm bölgelerde görülmemişti. Ülkede uzun müddettir olay sayıları günlük 100’ün üzerinde.
SEUL’DE MASKE TAKMAK MECBURÎ
Toplumsal aralık kuralları sertleştirildi, Başşehir Seul’de maske takmak zarurî hale getirildi. Hükümet artık okulları ve birtakım iş yerlerini kapatmayı planlıyor. Ülkedeki salgın hastalık uzmanları, hükümete toplumsal ara kurallarının daha da sıkılaştırılması daveti yapıyor. Uzmanlar, hastanelerdeki yatakların çok süratli bir halde dolduğu ve sıhhat sisteminin sonlarının zorlandığı ihtarında bulunuyor. Ülkede salgının başından bu yana faal halde yürütülen ve bir saat içinde 1000’e kadar potansiyel olay yakalayabilen filyasyon sistemine karşın, Kore Salgın Hastalık Denetim ve Tedbire Merkezi (KCDC), yeni hadiselerin yüzde 20’sinin kaynağının bilinmediğini duyurdu. Güney Kore’nin Covid-19’a karşı birinci uğraşını, Şubat ayında Seul’un 200 kilometre güneyindeki Daegu kentindeki Shincheonji Kilisesi ismi altındaki bir tarikatta yayılmasının akabinde başlattı. Birkaç hafta içinde de salgın denetim altına alınmıştı. Fakat bu defa tıpkı süratte denetim altına alınamayabilir.
GÜVENLİKSİZ VE KOMPLO TEORİLERİ
Yeni dalgada olayların çoğunluğu 10 milyondan fazla kişinin yaşadığı, nüfus yoğunluğu fazla başkentte görülüyor. En büyük korku ise, ibadet için kalabalık kiliselere giden çok sağcıların, virüsün bu kiliselerin kapatılması için bilhassa üretildiğine dair bir komplo teorisine inanıyor olması. Bu inanç sebebiyle birçok kişi filyasyon uygulamasıyla takip edilmeyi ve test edilmeyi reddediyor. Bir büyük risk faktörü daha var. Shincheonji Kilisesi’nin virüs bulaşmış olan üyeleri çoğunlukla 20’li yaşlarında bireylerdi. Lakin tekrar yayılan virüs, bu sefer çok daha yaşlı bireyleri etkiliyor. “Sevgi Her Şeyden Evvel Gelir” diye çevrilebilen Presbiteryan Sarang Jeil Kilisesi’nin üyeleri çoğunlukla çok sağcı muhafazaklar ve Lider Moon Jae-in’in “Çin ve Kuzey Kore’nin kuklası olan bir komunist” olduğuna inanıyor.
Koronavirüs salgınından evvel her cumartesi başşehir Seul’un merkezinde yüzlerce kişilik kümeler halinde toplanan kilise üyeleri, sloganlar atarak yürüyüş yapar ve lideri eleştirirdi. Kilisenin vaizlerinden Lee Hae-suk, koronavirüs testi olumlu çıktıktan sonra Reuters’a verdiği röportajda “Teyitli olay sayısını artırarak Sarang Jeil Kilisesi’ni öldürmeye çalıştıklarını, bunun bir komplo olduğunu” tez etmişti. Bu komplonun gerisinde da “Moon Jae-in’in olduğuna inandığını” söylemişti.
VİRÜSÜN KİLİSEDE YAYILMASI İÇİN ÇALIŞILIYOR
Kilisenin öteki üyeleri de el dezenfektanı olarak kiliseye verilen şişelerde virüs olduğunu, virüsün kilisede yayılması için çalışıldığını savunuyor. Geçen hafta basın toplantısı düzenleyen kilise sözcülerinden biri, Kuzey Kore sempatizanı bir kümenin kiliseye bilhassa virüsü yaydığını tez etmişti. Bu komplo teorileri Güney Kore’de filyasyonu daha da güç hale getiriyor. Bugüne kadar 875’ten fazla kilise üyesinin koronavirüs testi müspet çıktı. Fakat sıhhat çalışanlarına nazaran kilise üyesi yüzlerce kişi daha Covid-19 ve hastalığı öteki bireylere de bulaştırıyor. Kilise üyeleri 15 Ağustos’ta yeniden Seoul’ün merkezinde on binlerce kişinin katıldığı bir hareket düzenledi. Harekete katılanların büyük çoğunluğu 50 yaşın üzerindeydi.
Çabucak akabinde hareketçilerin kimilerine yapılan testlerin sonucunda, 200 bireyde daha koronavirüs tespit edildi. Hükümet, kilise idaresinden aksiyona katılanların tam listesini istedi lakin kilise listeyi vermedi. Bu sebeple polis, cuma gecesi bir arama buyruğu çıkarttı. Çabucak akabinde da kilisenin merkezine bir baskın düzenleyerek listeye ulaşmaya çalıştı. Kilise ise tüm suçlamaları reddediyor. Bu sırada virüs de yayılmaya devam ediyor. 15 Ağustos’taki aksiyon sırasında vazife yapan 7 poliste de virüs tespit edildi. Ülke genelindeki tüm kiliselerden, pazar günü yapılan ayinlere orta verilmesi istendi. Fakat 17 kilise bu talebe karşılık vermedi. Lider Moon, kurallara ve davetlere uymayanlarla birlikte “bilinçli bir formda yanlış bilgi yayan” herkesin cezalandırılmasını istedi.
“HENÜZ OLAYLARDA TEPEYE ULAŞILMADI”
Bir yandan da ülkede kaynağı belirli olmayan yeni salgınlar görülmeye devam ediyor. Sıhhat yetkilileri, ülke genelinde bir salgının kapıda olduğu konusunda ihtarlarda bulunuyor. KCDC yöneticisi Jeong Eun-kyeong, şimdi olay sayılarında doruğun görülmediğini söylüyor: “Lütfen meskende kalın. Dışarı çıkarsanız da maske takın. Toplumsal uzaklık uygulamasında söylediklerimize uyun ki biz de öğrencilerimizin okula devam etmesini sağlayalım, iktisada takviye olalım ve sıhhat sisteminin çöküşünü önleyelim. Hastalarımızı da tehlikeden uzak tutmuş olalım.”
Başkent’teki Ulusal Sıhhat Merkezi’nden Tabip Ju Young-Su, gayelerinin meyyit sayısını en aşağıda tutmak olduğunu söylüyor. Asıl vazifesi, en ağır hastalara yatak tesis edebilmek. Şu an en makus senaryoya hazırlanıyor:
“15 Ağustos’taki harekette 2 binden fazla kişi enfekte olmuş olabilir. Kore sıhhat takımları hastaları hayatta tutabilmek için elinden geleni yapıyor.”
Ülkede bugüne kadar 309 kişi koronavirüs sebebiyle hayatını kaybetti. Bu, dünya genelindeki en düşük sayılardan biri. En başından bu yana koronavrüsle gayrete odaklanan ülkede başarılı halde ilerleyen bir takip, test ve tespit sistemi var. Aylardır sıhhat çalışanları, bölge bölge ortaya çıkan salgınları yayılmadan durdurmayı başardı. Lakin bu son salgın, muhakkak bir bölgeyle hudutlu kalmadı. Hadise sayıları hala birçok ülkeye nazaran çok düşük lakin Seul’de dehşet, bugüne kadar görülmemiş biçimde arttı.
Haber7
