İşte Mahmut Övür’ün o yazısı;
Türkiye’deki gündemin süratli değişmesinin bir nedeni içeride ve dışarıda yaşanan derin değişimse bir öteki nedeni de siyasetin -iktidar yahut muhalefet fark etmiyor- bilerek gündemi değiştirmesidir. Her ikisi de yaşanıyor. Buna o kadar çok alışıldı ki, hafif bir sakinlik bile “durağanlık” olarak niteleniyor ve ortaya çabucak klasik “kabine değişikliği” tezi atılıyor.
Aslında içinde “değişim” olduğu için, konuşulması kişilerin güzeline da gidiyor.
Tam da bu nedenle bir müddettir kabinede değişiklik olacağıyla ilgili çok sayıda haber çıkıyor, zaviye yazılıyor.
Sanıyorum bu mevzu o kadar çok konuşuldu ki, “Değişiklik olacak mı?” diye sorduğum bir bakan, şöyle deme gereği duydu:
“Olması beni şaşırtmaz.”
Aslında önümüzdeki temmuz ayında kabinenin iki yılı da doluyor. Bakanların performanslarını kıymetlendirme açısından da ehliyetli bir devir dilimi.
Pekala, kabinede değişiklik için tek ölçü iki yıllık devir mı?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle yeni bir tecrübe yaşandığı için tek ölçü vakit değil. Öteki parametreler de var ve daha çok da performansa bakılıyor.
Ayrıyeten bu kabine, ne eskisi üzere tam seçilmişlerden ne de klasik başkanlık sistemlerinde olduğu gibi “atanmış” teknokratlardan oluşuyor. Karma bir geçiş devri tecrübesi yaşanıyor. Olağanda başkanlık sisteminde, kabineyi değiştirmenin “özel” bir takvimi yok. Başarısızsa ve yöneticiyle entegrasyonlu çalışmıyorsa “siyasi sekreter” olarak görülen bakan çabucak vazifeden alınıyor, tarafına yenisi atanıyor. Bizde de bu yol bir mühlet evvel uygulandı. Bir bakan sessiz sedasız hizmetten alındı ve mekanına yenisi atandı.
Artık gelelim bu haberler ışığında esaslı yahut kısmi bir kabine değişikliği olup olmayacağına…
15 TEMMUZ’UN 4’ÜNCÜ YILDÖNÜMÜ
Hem AK Parti içinde hem de dışında bu türlü bir beklenti var ve her an olabileceği söyleniyor. Fakat farklı ve derin bir değişim hazırlığından kelam edenler de var.
Buna nazaran, geçmişte kalan iki yıl bir “test” yılıydı. Devletin tekrar yapılanması için yeni adımlar atıldığı, bir manada bakan-bakan yardımcısı ve bakanlık bürokrasisi bağının tekrar kurgulandığı, nerelerde tıkandığı, nerelerde verimli olduğu test edildi.
Artık bu haberler ışığında yalnızca kabine değişikliği değil, çok daha esaslı bir değişikliğe gidileceğinin sinyalleri veriliyor. Tarih olarak da 15 Temmuz’un 4’üncü yıldönümünün seçildiği söyleniyor. Birkaç temel bakanlık dışında kalan bakanlıkların yine düzenleneceği, geçmişte birleştirilen bakanlıkların ayrılarak yeni bakanlıklar kurulacağı ve klasik başkanlık sistemlerindeki gibi “siyasi sekretarya” sistemine geçileceği öngörülüyor.
ERDOĞAN’DAN ÖTEKI BİLEN YOK
Buna koşut olarak, başta cumhurbaşkanı yardımcılarının sayısının arttırılacağı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kurumları olarak dizayn edilen Kurullar ve Ofisler’in daha canlı rol üstlenecekleri üzere bir hazırlıktan kelam ediliyor.
Anlayacağınız yalnızca birkaç bakanın değişeceği, mahallerine yenilerinin geleceği formu bir değişim değil, sistemin oturmasını sağlayacak, güçlü ve esaslı bir değişim hazırlığı var. Kimlerin gideceğini, kimlerin geleceğini ise Başkan Erdoğan’dan öbür bilen yok. Lakin şu kestirim ediliyor; değişim hangi boyutta olursa olsun yahut hiç olmasın, her iki durum da AK Parti’nin bundan sonraki yolculuğunun ne tarafa olacağının işareti olacak…
Haber7
