Kalem Mühleti Arap okunuşu ve Türkçe meali
GALERİNİN DEVAMI
Kuran-ı Kerim’de yer alan her mühlet insanlığın gerçek yolu bulması ve Allah’a (c.c) yönelmesi için indirilmiştir. Kalem Mühleti de Alak Mühletinden sonra indirilen ikinci müddettir. Mekke’de nazil olan müddette Hz. Muhammed (s.a.s)’in peygamber olduğu ve öbür insanlardan üstün olduğu anlatılmaktadır. Kuran-ı Kerim’in 569. Sayfasında yer alan Kalem Mühlet toplamda 52 ayetten oluşmaktadır.
Hz. Muhammed (s.a.s)’in İslamiyet’i bildiri etmesi üzerine Mekkeli müşrikler, Peygamber Efendimiz hakkında sihirbaz, mecnun üzere ithamlarda bulununca Kalem Müddetinde Peygamber Efendimizin Allah tarafından gönderilmiş elçi olduğu ve dini bildiri etmek üzere müşriklere gönderildiği anlatılmaktadır. Müşriklerin gaflette olduklarını ve iman etmedikleri sürece büyük bir azabın onları beklediğini anlatmaktadır.
Kalem Mühleti 4. Ayet-i Kerimesinde Peygamber Efendimiz (s.a.s) ahlaki hoşluğunu şöyle anlatmaktadır: ‘Muhakkak ki sen büyük bir ahlak üzeresin’
KALEM MÜHLETİ FAZİLETLERİ
Peygamber Efendimiz (s.a.s) ‘Her kim Kalem Müddetini okursa, Allah, ahlaklarını hoş yaptığı bireylerin sevabını ona verir’ biçiminde buyurmuştur.
Kalem Müddeti okumanın faziletleri:
– Kötülük ve şerden korunmak için Kalem Müddeti okunması tavsiye edilir.
– Zihin açıklığı vermesi için birinci beş ayeti okunmalıdır.
– Nazar ve makus bakıştan korunmak için Kalem Müddetinin son iki ayeti okunması tavsiye edilir. (51-52. Ayetler)
– Kıskanç insanın şerrinden korunmak için son iki ayet olan 51 ve 52. Ayetler 25 kere okunması tavsiye edilir.
– Zalimin zulmünden korunmak için okunması tavsiye edilmektedir.
KALEM MÜHLETİ
1. Nun velkalemi ve ma yesturune.
2. Ma ente binı’meti rabbike bimecnunin.
3. Ve inne leke leecren ğayre memnunin.
4. Ve inneke le’ala hulukın ‘azıymin.
5. Fesetubsıru ve yubsırune.
6. Bieyyikumulmeftunu.
7. İnne rabbeke huve a’lemu bimen dalle’an sebiylihi ve huve a’lemu bilmuhtediyne.
8. Fela tutı’ılmukezzibiyne
9. Veddu lev tudhinu feyudhinune.
10. Ve la tutı’ kulle hallafin mehiyni.
11. Hemmazin meşşain binemiymin.
12. Menna’ın lilhayri mu’tedin esiymin.
13. ‘utullin ba’de zalike zeniymen.
14. En kane za malin ve beniyne.
15. İza tutla ‘aleyhi ayatuna kale esatıyrulevveliyne.
16. Senesimuhu ‘alelhurtumi.
17. İnna belevnahum kema belevna ashabelcenneti iz aksemu leyasri munneha musbihıyne.
18. Ve la yestesnune.
19. Fetafe ‘aleyha taifun min rabbike ve hum naimune.
20. Feasbehat kessariymi.
21. Fetenadev musbihıyne.
22. Eniğdu ‘ala harsikum in kuntum sarimiyne.
23. Fentaleku ve hum yetehafetune.
24. En la yedhulennehelyevme ‘aleykum miskiynun.
25. Ve ğadev ‘ala hardin kadiriyne.
26. Felemma reevha kalu inna ledallune.
27. Bel nahnu mahrumune.
28. Kale evsetuhum elem ekul lekum levha tusebbihune.
29. Kalu subhane rabbina inna kunna zalimiyne.
30. Feakbele ba’duhum ‘ala ba’dın yetelavemune.
31. Kalu ya veylena inna kunna tağıyne.
32. ‘asa rabbuna en yubdilena hayren minha inna ila rabbina rağıbune.
33. Kezalikel’azabu ve le’azabul’ahıreti ekberu lev kanu ya’lemune.
34. İnne lilmuttekıyne ‘ınde rabbihim cennatin ne’ıymi.
35. Efenec’alulmuslimiyne kelmucrimiyne.
36. Ma lekum keyfe tahkumune.
37. Emlekum kitabun fiyhi tedrusune.
38. İnne lekum fiyhu lema tehayyerune.
39. Em lekum eymanun ‘aleyna baliğatun ila yevmilkıyameti inne lekum lema tahkumune.
40. Selhum eyyuhum bizalike ze’ıymun.
41. Emlehum şureka’u felye’tu bişurekaihim in kanu sadikıyne.
42. Yevme yukşefu ‘an sakın ve yud’avne ilessucudi fela yestetıy’une.
43. Haşi’aten ebsaruhum terhekuhum zillefun ve kad kanu yud’avne ilessucudi ve lum salimune.
44. Fezerniy ve men yukezzibu bihazelhadiysi senestedricuhum min haysu la ya’lemune.
45. Ve umliy lehum inne keydiy metiynun.
46. Em tes’eluhum ecren fehum min mağremin muskalune.
47. Em ‘ındehumulğaybu fehum yektubune.
48. Fasbir lihukmi rabbike ve la tekun kesahıbilhuti iz nada ve huve mekzumun.
49. Levla en tedarekehu nı’metun min rabbihi lenubize bil’arai ve huve mezmumun.
50. Fectebahu rabbuhu fece’alehu minessalihıyne.
51. Ve in yekadulleziyne keferu leyuzlikuneke biebsarihim lemma semi’uzzikre ve yekulune innehu lemecnunun.
52. Ve ma huve illa zikrun lil’alemiyne.
KALEM MÜDDETİ MEALİ
1,2. Nûn.(Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir meczup değilsin.
3. Elbet sana tükenmez bir mükâfat vardır.
4. Sen elbette ulu bir ahlâk üzeresin.
5,6. Hanginizin meczup olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.
7. Elbet senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir.
8. O hâlde yalanlayanlara boyun eğme.
9. İstediler ki, yumuşak davranasın, böylelikle onlar da yumuşak davransınlar.
10,11,12,13,14. Yemin edip duran, aşağılık, sürekli kusur arayıp kınayan, durmadan kelam taşıyan, iyiliği daima engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
15. Âyetlerimiz kendisine okunduğu vakit, “Öncekilerin masalları!” der.
16. Yakında biz onun burnunu damgalayacağız.
17. Elbet biz, vaktiyle “bahçe sahipleri”ne belâ verdiğimiz üzere, onlara (Mekkeli inkârcılara) da belâ verdik. Hani o bahçe sahipleri, sabah erkenden (fakirlergelmeden) bahçenin eserlerini devşirmeye yemin etmişlerdi.
18. (Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı. (“İnşaallah” demiyorlardı.)
19. Nihayet onlar uykuda iken Rabbinden bir afet (ateş) bahçeyi sardı.
20. Böylelikle bahçe, (anızı) yakılmış toprağa döndü.
21,22. Derken, sabahleyin birbirlerine, “Haydi, şayet eserinizi devşirecekseniz erkenden gidin” diye seslendiler.
23,24. Bunun üzerine, “Sakın, bugün orada hiçbir fakir yanınıza sokulmasın” diye fısıldaşarak yola koyuldular.
25. (Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği hâlde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar.
26. Ama bahçeyi o hâlde gördüklerinde, “Biz kesinlikle yolumuzu şaşırmış olmalıyız!” dediler.
27. (Gerçeği anlayınca da), “Hayır, oysaki biz yoksun bırakılmışız!” dediler.
28. Onların en akl-ı selim sahibi olanı, “Ben size ‘Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?” dedi.
29. Onlar, “Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Elbet biz zalim kimseler imişiz” dediler.
30. Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.
31. Şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize! Sahiden biz azgın kişilermişiz!”
32. “Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Zira biz artık Rabbimizi arzulayanlarız.”
33. İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; ah bir bilselerdi!
34. Elbet Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında Naîm cennetleri vardır.
35. Biz müslümanları hatalılar üzere kılar mıyız?
36. Size ne oluyor, nasıl karar veriyorsunuz?
37. Yoksa size ilişkin bir kitabınız var da (bu batıl hükümleri) ondan mı okuyorsunuz?
38. Onda, “Seçip beğendiğiniz her şey kesinlikle sizindir” (diye mi yazılı?)
39. Veyahut bizden, her ne hükmederseniz kesinlikle o denli olacağına dair Kıyamete kadar sürecek kesin kelamlar mi aldınız?
40. Sor onlara: “Onların hangisi bu (iddianın doğruluğu)na kefildir?”
41. Yoksa onların ortakları mı var? Hakikat söyleyenler iseler, haydi getirsinler ortaklarını!
42,43. Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir hâlde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Hâlbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar (ve buna yanaşmıyorlar)dı.
44. (Ey Muhammed!) Bu kelamı (Kur’an’ı) yalanlayanlarla beni baş başa bırak. Biz onları bilemeyecekleri biçimde adım adım helâka yaklaştıracağız.
45. Onlara mühlet veriyorum. Elbet benim tuzağım sağlamdır.
46. Yoksa sen onlardan bir fiyat istiyorsun da onlar bu yüzden ağır bir borç yükü altına mı girmişlerdir?
47. Veyahut gayb (Levh-i Mahfuz) kendi yanlarında da onlar mı (bundan aktarıp) yazıyorlar?
48. Sen, Rabbinin kararına sabret. Balık sahibi (Yûnus) üzere olma. Hani o, (balığın karnında) kederli bir hâlde Rabbine yakarmıştı.
49. Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o kesinlikle kınanmış bir hâlde ıssız bir yere atılacaktı.
50. (Fakat bu türlü olmadı.) Rabbi onu (peygamber olarak) seçti ve salih kimselerden kıldı.
51. Elbet inkâr edenler Zikr’i (Kur’an’ı) duydukları vakit neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) “Hiç kuşku yok o bir delidir” diyorlar.
52. Halbuki Kuran alemler için öğütten öbür bir şey değildir.
Haber7