AK Parti Küme Başkanvekili Akbaşoğlu, yaptığı yazılı açıklamada şu sözleri kullandı;
Bugün 10 Aralık İnsan Hakları Günü, Türkiye’nin öncülüğünde bütün insanlık için Adil ve Merhametli Yeni Bir Dünya Nizamı kurulması dileği ile 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyorum. Bu vesile ile CHP içerisindeki insan haklarını ortadan kaldıran taciz olaylarına ve bunun üstünü örtmek için şuurlu olarak oluşturulan palavra rüzgârına da değinmek istiyorum.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li yöneticiler son günlerde koordineli formda palavra ve iftiraya dayalı bir siyaset takip ediyorlar. Aşikâr ki bu telaffuzların lisana getirilmesine yönelik karar alınmış. Burada emel gündemi meşgul etmek, CHP içerisinde ortaya çıkan ve yaygın olduğu anlaşılan büyük rezilliği ve ahlaksızlığı örtmek, bunun için de bir palavrası öteki bir palavrayla kapatmaya çalışma prosedürüne başvurmaktır. Rezilliğin boyutu o kadar büyük ki vicdanını durduramayan kimi CHP’liler adeta patladı ve veryansın etti, gerisi da çorap söküğü üzere geldi.
Bu bağlamda son günlerde gündeme getirilen İmamoğlu’na suikast palavrası, telefonların dinlenmesi palavrası, tank paleti fabrikası satıldı palavrası ve Fahrettin Altun başta olmak üzere makul bireylere atılan iftiralar, daima bu maksada yönelik çalışmalar olarak karşımıza çıkıyor. Son olarak bir CHP’li çıktı “10 gündür el altından AKP’li siyasilerle yakınlarına aşı yapılmaya başlandı” diye yeni bir palavra ortaya attı. Anlaşılan o ki bu palavralar, masa başında hazırlanmış, yeni palavralar da eklenecek. Ard arda gelen palavraların bu kadar fazla olması, aslında CHP teşkilatlarında yaşanılan taciz ve tecavüz rezilliğinin ne kadar büyük olduğunu da ortaya koyuyor.
Daha evvel bir vakıfta meydana gelen berbat olaydan ötürü vakfın kapatılması gerektiğini söyleyen CHP yöneticileri ne yapacaklar artık, CHP’yi kapatacaklar mı? Olaylara karışan CHP’lileri kapının önüne kayacaklar mı yoksa “ordu satıldı” diyen vekilleriyle ilgili söyledikleri üzere kapının önüne koyacak hiç kimsemiz yok mu diyecekler?
CHP’nin içinde yükselen vicdanlı sesler durumun artık katlanılamaz hale geldiğini haykırıyorlar. Bu rezillik karşısında CHP Genel Merkezi gerekeni yapmalı, ilgili bireylere gerekli cezaları vermelidir. Ceza veriyormuş üzere gösterip bu rezilliğe karışanları belediyelerinde himaye altına almamalıdır.
“KILIDAROĞLU’NUN SÖZLERİNDEKİ TEK TUTARLILIK SÖYLEDİKLERİNDEKİ TUTARSIZLIKTIR”
Kemal Kılıçdaroğlu bütçe konuşması sırasında, Cumhurbaşkanı adayı olma sinyali verdi lakin “dostlarım” diye tabir ettiği şahıslar buna müsaade verecek mi göreceğiz. Hatta şimdiden düzeltme açıklamaları gelmeye başladı bile. Genel Liderlerinin ne demek istediğini açıklamaya çalışan CHP’li yöneticilerin çırpınışlarına şahit oluyoruz. Genel Lideriniz ne demek istediğini anlatamıyor mu da siz açıklama yapma gereksinimi hissediyorsunuz. CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu’nun kelamının ardında durmasını bekliyoruz lakin bu kelamın dengeli olmadığını, söylenen kelamın tam zıddının ortaya çıkacağını söz etmiştik. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerindeki tek tutarlılığın, söylediklerindeki tutarsızlık olduğu deneyimle sabittir.
TÜRKİYE İLE TÜRK DÜNYASI SOMUT OLARAK BİRLEŞTİ
İnsan Hakları Günü’nde Sayın Cumhurbaşkanımız Azerbaycan’ın Ermenistan işgalindeki topraklarının kurtarılması münasebetiyle düzenlenecek Zafer Geçidi Merasimi’ne katılmak üzere Azerbaycan’dalar. Bunun dünyaya verilen bildiri bakımından çok manalı olduğunu düşünüyorum. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı kurtarma gayretinde nasıl yanında olduysak, bu zaferin kutlandığı günde de tek millet iki devlet anlayışıyla yanlarında olacağız.
Bu zafer yalnızca Azerbaycan özelinde kazanılmış zafer değildir, bu tarihi zafer Türkiye ile Türk dünyasını somut olarak birleştiren çok büyük bir kazanımdır, yeni bir devrin başlangıcıdır. Bu kazanımda Türkiyemizin dayanağı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu net iradenin büyük katkısının olduğu Azerbaycan Devlet Lideri Sayın İlham Aliyev tarafından da tescil edilmiştir. Bu vesileyle Azerbaycanlı gardaşlarımızın İnsan Hakları ve Zafer Günü’nü kutluyorum.
Haber7
