Türkiye’de Kovid-19 olay sayıları 25 binlere yaklaşırken aşılamalarda hala istenen toplumsal bağışıklık seviyesine ulaşılamadı. İstanbul’un en büyük pandemi merkezlerinden biri olarak şimdiye dek binlerce Kovid hastasına şifa veren Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ağır bakım yatışları çok artmasa da olay sayılarında büyük bir yükseliş trendi olduğuna dikkat çeken Başhekim ve Ağır Bakım Klinik Şefi Prof. Dr. İsmail Cinel, Demirören Haber Ajansı’na değerli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Cinel, “Şu anda 4’ncü pik içerisindeyiz. Mayıs’ta yaşadığımız 3’üncü pikte, hasta sayılarımız 2’nciye oranla daha fazla artmasına karşın, 33 bin- 60 bin oldu, neredeyse iki katı oldu; lakin buna karşın birinci dalgada yaşanan ağır bakımlardaki 6 bin sayısı geriye geldi, 3 bin 550 olarak azamî gerçekleşti. Yaşlı popülasyon aşılandığı için de yaş ortalaması 12-15 yaş geriledi. Aşı olmayan ikinci pikle şu anı kıyasladığımızda ise 25 binlerdeki hadise sayımıza karşın ağır bakımlarda olağanda 4 bin- 4 bin 500 hasta olabilecekken şu anda bu sayı 1000 sayısının altında. Ölen olayları da aşılı aşısız diye çıkardığımız vakit, tıpkı İngiltere, tıpkı ABD’deki üzere aşısızlar büyük bir çoğunluğun olduğunu, yüzde 90-95-98, bunu görüyoruz” dedi.
KİMSE AŞIYA ZORLANAMAZ LAKİN…
Kimsenin aşı olmaya zorlanamayacağını lakin büyük metropollerde yaşamanın bunu mecburilik haline getirdiğini belirten Prof. Dr. Cinel, “Aşı olmazsınız, ben sizi aşı olmaya zorlayamam ancak büyük metropollerde yaşamazsınız, gidersiniz izole vaziyette köyünüzde yaşarsınız, bu olur. Ancak büyük kentlerde yaşıyorsanız, kalabalıklara karışmak zorundaysanız, toplu taşıma araçlarını kullanıyorsanız, toplumsal ömrünüzde konsere, tiyatroya, okula gidiyorsanız, ders veriyorsanız, sizin bir sorumluluğunuz var, bu sorumluluk da aşı olmanız tarafında. Bu nedenle aşı olanlara olumlu ayrımcılığın çok kısa müddette, önümüzdeki 20 gün içerisinde bir an evvel getirilmesi lazım. Eylül’de okulların açılacağı, sayfiye yerlerinden, memleketlerinden insanlarımızın büyükşehirlere geleceği, toplumsal hareketliliğin büyükşehirlerde artacağı düşünüldüğünde, aslında üste yanlışsız seyreden bir pik kelam konusu, yeni bir varyant da var, bunların yapılması lazım” diye konuştu.
TÜRKİYE’YE MAHSUS BİR VARYANT ÇIKMASINA PÜRÜZ OLALIM
Aşıdan beklentilerin de çok yanlış değerlendirildiğini belirten Prof. Dr. Cinel, aşıların hiçbir vakit hastalığa yüzde 100 yakalanmama garantisi için olmadığına dikkat çekti. Cinel “Biz ne istemiyoruz? Bir, bu hastalıktan ötürü ölmek istemiyoruz; iki, bu hastalıktan ötürü ağır bakıma düşmek istemiyoruz; üç, ağır bakıma düşsek de ağır bakımdan kalıcı hasarlarla ‘yarım insan olarak’ taburcu olmak istemiyoruz; dört, hastanede uzun mühlet yatmak istemiyoruz. Hadise sayısı çok artmasına karşın İngiltere’de mevt sayıları vefat oranları çok fazla düştü. Neden? Büyük kitleyi aşılamayı başardıkları için. Önümüzdeki 2-3 ayda toplumsal bağışıklığı bir noktaya getirmek zorundayız. Şayet getiremezsek, Hindistan örneğinde olduğu üzere yeni yeni mutantların karşımıza çıkma mümkünlüğü doğuyor. Silah geliştirmiş virüs varyantlarına karşı daima birlikte güçlü olalım, Türkiye’den yeni bir varyant, buraya mahsus bir varyant çıkmasın” halinde konuştu.
AŞI, HASTALANSANIZ DA ORGAN İŞLEVLERİNİZİ KORUYOR
Hastalığa yakalananların yüzde 80’inin hafif geçirdiğini fakat asıl sorunun, bunun kime denk geleceğinin bir garantisinin olmadığını söz eden Prof. Dr. Cinel, “Diyelim ki hiç aşı olmayın. Evet, yüzde 80’iniz hafif geçirecek, yüzde 15-20’niz tehlikeli kümede. Yüzde 5’iniz de ağır bakıma düşecek. Orası çok tehlikeli işte. Garantisi olsa yüzde 80’inin hafif geçirmek istikametinde, buyurun hastalığı geçirin ve bağışıklanın derdik. Biz aşı ile hastalığı hafif geçirmenizi sağlıyoruz. Bu ayrıntı çok değerli. Annem aşı oldu, hastalığa yakalandı. Hastalığa yakalanmış olabilir, hafif geçirmiştir, ölmemiştir, ağır bakıma düşmemiştir. Ayrıyeten aşı olduktan sonra 15 gün geçecek, ondan sonra bağışıklık oturacak. Aşı oldu, 2 gün sonra hastalandı. Bunun aşı ile alakası yok. Ağır bakımlarda gördüğümüz şu; şayet aşısızsa bu hastalığı şiddetli geçiriyorsa, akciğeri alanlara ayırdığımızda, sağ akciğer sol sağ akciğer dörder alana ayırdığınızı düşünün, aşısız olanlarda tutulum 6-7 alanda birden olabiliyor. Şayet aşılı ise ağır bakıma düşse dahi organ işlevleri korunuyor, akciğer tutulumu izafî daha az oluyor, entübasyona gitmeden çok iyi bir biçimde hastamızın hayatını kurtarabiliyoruz. Aşı, organ işlevlerini koruyor” tabirlerini kullandı.
Haber7
