Hollanda ve Türkiye Ticaret Odası Derneği (CNNT) Lider Yardımcısı Peter Wolters, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının sağlam, güçlü ve kısa tedarik zincirlerinin gerekliliğini artırdığını belirterek, “Özellikle yakında üretim (nearshoring), Türkiye ve Hollanda ortasındaki ekonomik bağların gelişiminde yeni bir teşvik oluşturacak. 2021’de insan kaynağı noktasında Türk yetenekleri ile Hollandalı girişimcilerin yakın olması bekleniyor.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bilgilerine nazaran Hollanda, Türkiye’ye 2002-Ekim 2020 periyodunda en çok milletlerarası direkt yatırım yapan ülke pozisyonunda bulunuyor.
Wolters, AA muhabirine, Hollandalı yatırımcıların Türkiye’deki yatırımlarına ait bilgi verdi, iki ülke ekonomik ilgilerini kıymetlendirdi.
Hollanda’nın Türkiye’ye milletlerarası direkt yatırım meblağının hala 26 milyon dolar düzeyinde olduğunu tabir eden Wolters, bunun Türkiye’ye gerçekleştirilen toplam yabancı yatırım meblağının yüzde 16’sına tekabül ettiğini söyledi.
Wolters, Türkiye’deki Hollandalı yatırımcı sayısının artmasında sürdürülebilir kalkınma maksatlarına yönelik taahhütlerin gerçekleştirilmesinin tesirli olduğuna işaret ederek, “Diğer ülkelerde de olması gerektiği üzere Türkiye’de GSYH ile sera gazı emisyonları birebir anda artmamalı. Bu, yenilenebilir gücün elektrikteki hissesinin artırılması ve güç verimli tahlillere yatırım yapılmasıyla sağlanabilir.” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DEİ ŞİRKETLERLE GÜÇLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİP”
Hollandalı yatırımcıların Türkiye’deki yatırımlarının ayrıntılarına ait bilgi veren Wolters, Hollanda kalkınma bankalarının Türkiye’deki kiralama şirketleriyle çalışma konusunda güçlü bir geçmişe sahip olduğunu tabir etti.
Wolters, bu alanda KOBİ’lerin verimli güç ekipmanlarına yatırım yapmalarını sağlamak için finansman kullanmalarına yardımcı olduklarını ve böylelikle yenilenebilir güç teşvik edilirken, endüstriyel operasyon maliyetlerinin düşürüldüğü lisana getirdi.
Aralık 2020’de Hollanda’dan bir kalkınma bankasının bir Türk kiralama kuruluşuyla yenilenebilir güç ve güç verimliliği projelerini finanse etmek hedefiyle 25 milyon dolarlık kredi mutabakatı imzaladığını belirten Wolters, “Yatırım, güneş gücü projelerine verilen krediler için planlandı. Yatırımın çevresel tesiriyle yılda yaklaşık 3 bin araba emisyonuna karşılık gelen 12 bin ton sera gazı emisyonunun önlenmesi hedefleniyor.” sözlerini kullandı.
“SAYILARI 4 BİNE ULAŞTI”
Kırsal kalkınmanın Hollandalı yatırımcılar için bir başka odak noktası olduğunu vurgulayan Wolters, Türkiye’deki kırsal KOBİ faaliyetlerinin de desteklendiği bilgisini verdi.
Wolters, 2018’de bunun için 50 milyon dolarlık tahvil ihraç edildiğini ve bu çeşit teşebbüslerle 4 bin kırsal KOBİ’ye ulaşıldığını bildirdi.
Türkiye’nin bel kemiğini KOBİ’lerin oluşturduğuna işaret eden Wolters, KOBİ’lerin Hollanda Kalkınma Bankasının “sürdürülebilirlik ve kapsayıcı finansman” stratejisine harika halde uyduğunu söyledi.
TÜRKİYE’DE ORTAKLAR ARANIYOR
Wolters, Hollandalı iş insanlarının Türkiye’de yatırım için en çok tercih ettiği alanların “ileri tarım teknikleri, organik tarım eserleri, sıhhat hizmetleri, etraf ve atık idaresi, kimyasallar, güç ve yenilenebilir güç, lojistik, liman inşası ve yönetimi” olduğunu lisana getirdi.
Yatırımcıların, klasik ve organik tarımın yanı sıra Avrupa Birliği çevresel ve toplumsal ihracat standartlarına uygun üretim yapan Türk ortaklar aradığını belirten Wolters, “Gelecek yatırımlar daha çok katma bedelli, organik olarak yetiştirilen sert kabuklu yemişlere, bakliyata, tahıllara ve yağlı tohumlara ağırlaşacak.” dedi.
Wolters, Hollanda’dan bir kalkınma bankasının bu cins tarım eserlerini işleyen Türk emekçiye 30 milyon dolarlık uzun vadeli kredi ayırdığını tabir ederek, yatırımcıların Türkiye’de büyük ölçekli projeleri değil, uzun vadeli ve sürdürülebilir yatırımları tercih ettiğini vurguladı.
Türkiye’nin kuzeyinde bulunan bir vilayetteki tarım yerlerinin bir küme Hollandalı ve Türk yatırımcı tarafından yeni tesisler inşa etmek ve işletmek için hükümetten kiralandığını söyleyen Wolters, ilgilenen Türk yatırımcıların, Rotterdam yahut İstanbul’daki CNNT ile irtibata geçebileceğini tabir etti.
TÜRKİYE İLE EKONOMİK ALAKALARIN GELİŞİMİNDE YENİ BİR TEŞVİK
Wolters, Avrupa Kurulu’nun Kovid-19 salgınının iş ve ticaret için stratejik fırsatlar sunabileceğini belirttiğine işaret ederek, bunun, spesifik olarak iktisadın dijitalleşmesi, dış kaynak kullanımının daha yakın yerlerden yapılması manasına gelen yakında üretim (nearshoring) ile bilgi ve bağlantı teknolojileri alanlarını vurguladığını bildirdi.
Kovid-19’un Çin’e alternatif olarak daha sağlam, güçlü ve daha kısa tedarik zincirlerinin gerekliliğini artırdığını belirten Wolters, bilhassa “nearshoring”in Türkiye ve Hollanda ortasındaki ekonomik alakaların gelişiminde yeni bir teşvik oluşturacağını lisana getirdi.
TÜRK GİRİŞİİMCİLERE DAVET
Wolters, 2021’de insan kaynağı noktasında Türk yetenekleri ile Hollandalı girişimcilerin yakın olmasının beklendiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
“CNNT yakında Hollandalı şirketler için yetenekli Türk bilgi ve irtibat teknolojileri uzmanlarından bir havuz oluşturmak için yeni bir teşebbüs başlatacak. ING Bankası, bir bilgi teknolojileri güvenliği uzmanı aracılığıyla danışmanlık hizmeti verecek. Esaslı bir Türk bilgi ve irtibat şirketi de bu nearshoring paketinin modülü olacak. İlgilenen Türk paydaşlar ofislerimizle bağlantıya geçebilir.”
“TÜRKİYE’NİN ANA YATIRIMCILARA YÖNELİK ALGISI GÜZELLEŞMEYE AÇIK”
Türkiye’deki yatırım teşviklerine de değinen Wolters, “Türk yatırım teşvikleri lakin potansiyel kullanıcılar tarafından bilinir ve güvenilirse bedel kazanır. Şu anda, Türkiye’nin ana yatırımcılara yönelik algısı iyileşmeye açık.” dedi.
Wolters, sürdürülebilir ticaretin temelinde yatan en büyük faktörün sürdürülebilir insan bağından geçtiğini ve kurulan bağlantının karşılıklı itimat oluşturması gerektiğini de kelamlarına ekledi.
Haber7
