Haber7 müellifi Taha Dağlı’nın “NATO-Ukrayna denklemi neden daima Türkiye üzerinden okunuyor?” isimli köşe yazısının tamamı;
“Karadeniz’deki tansiyonda daima NATO konuşuluyor. NATO ve karşısında Rusya olunca da gündeme gelen soru şu, “Türkiye ikisinin ortasında sıkışır mı?”
Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky’nin Türkiye ziyareti sonrası Ukrayna tarafı, ısrarla bir mevzuyu vurgulayıp, durdu. Denildi ki, “Ukrayna’nın NATO üyeliğine takviye veren Türkiye’ye çok teşekkür ediyoruz.”
Ukrayna’ya kalsa, Türkiye ile stratejik ortaklar. Bunu tekraren söylediler. Fakat Türkiye “Ukrayna bizim stratejik ortağımızdır” demedi. Evet çok iyi münasebetlerimiz var lakin stratejik paydaşlık diğer bir şey.
Kremlin’de politikler de medya da Zelensky’nin ziyaretini sıkı sıkıya takip etti.
Rus medyasında genel kanı şu istikametteydi, “Türkiye, Ukrayna’nın NATO üyeliğini destekliyor.”
Türkiye resmen bu türlü bir teşebbüste bulunmadı. Fakat ortaya çıkan görüntü böyleydi.
Aşikâr ki Rusya söylenmemiş olsa da birtakım şeylerin yalanlanmamasından ötürü genel bir kanaat çerçevesi içerisinde Ukrayna’nın NATO üyeliği üzerinden Türkiye’den Rusya’ya bir ileti verildiği kanısına vardı.
Tabi Kırım’ın ilhak edilmesi sıkıntısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarlı tavrı da bu bildiriye dahildi.
Biz daima Türkiye’yi konuşuyoruz ya da birileri daima NATO-Rusya-Ukrayna üçgenini Türkiye’ye bağlama gereksinimi hissediyor. Ne de olsa Türkiye ile Rusya’nın yakın bağları var, bu büsbütün bozulursa bu durum ABD’nin işine yarayacak.
ABD idaresi son 2 aydır Rusya’ya yönelik tahdit siyaseti uyguluyor.
Rusya’yı çevrelemeye çalışırken, Türkiye’nin de o çemberin içinde kaldığını da görmekteyiz.
Öncelikli amaçları Rusya ve hatta Putin lakin bu yapılırken doğal olarak Türkiye’ye yönelik bir çevreleme siyasetinin da ortaya çıktığı aşikar.
Ukrayna, NATO üyesi olmak istiyor.
NATO ittifakına katılırsa, Rusya ile de savaşırsa, bu savaşın NATO-Rusya savaşı olmasının önü açılmış olacak. Pekala bu o kadar kolay mı?
Mesela Türkiye veto ederse, Ukrayna ya da Gürcistan NATO’ya giremez.
Rumlar da girmeye niyetli. Fakat Türkiye’nin veto hakkından ötürü bu bahis masaya bile getirilmiyor.
Aslında Ukrayna’nın NATO üyeliği yalnızca Türkiye’ye endekslenmemeli.
Almanya’ya da bir bakılmalı.
Onların da Rusya ile yakınlığı var.
Ukrayna’yı da destekliyorlar.
Fakat mevzu “ya o, ya bu” seçim dayatmasına giderse, Almanya ve hatta Fransa dahi Ukrayna’nın NATO üyeliğini veto edebilir.
Ukrayna NATO’ya üye olmadan, Karadeniz’de savaş çıkarsa NATO buna dahil olur mu?
Teknik olarak bu mümkün.
Lakin ittifakın oy birliği lazım.
Yani bir üye veto ederse o vakit 5. Unsur işletilemiyor, Ukrayna NATO üyesi olmadığından NATO’nun kelamlı ortak tarifiyle hudutlu kalarak, Ukrayna için daima birlikte bir savaşa girilmemiş olunuyor.
Geçen hafta bu türlü bir tartışma ortaya atılmıştı.
Ukrayna’yı Rus tehdidine karşı muhafaza emelli “Çok Yüksek Hazırlık Düzeyli Müşterek Misyon Gücü” komutası Türkiye’de.
NATO Brüksel’den Ankara’ya bu komuta çerçevesinde bir buyruk verir ve “git Rusya’ya karşı Ukrayna’yı koru” derse yani “savaş” derse, Türkiye buna mecbur kalabilir, diye bir tez ortaya atıldı.
Emekli asker ve diplomasi tarihçisi Prof. Ragıp Kutay Karaca’ya bu soruyu sordum.
NATO’nun Türkiye’ye bu türlü bir buyruk verme lüksünün olmadığını verse bile Türkiye’nin bu emre uymama hakkının olduğunu kesin bir lisanla izah etti.
Sonuç itibariyle Türkiye, her geçen gün kızışan bir denklemin ortasında duruyor.
Ukrayna ile Rusya’nın ortasındaki tansiyonun ortasında Türkiye’yi tek başına bırakmaya çalışan birileri var.
24 Kasım 2015’teki uçak krizinde ortaya çıkan bir Türkiye-Rusya tablosu amaçlanıyor.
Türkiye’yi iki ortada bir derede bırakıp, yanılgı yapmaya sürüklemeye çaba ediyorlar.
Türkiye her iki tarafla da ortası iyi olan bir ülke.
Birileri dayatıyor diye bu ikisi ortasında seçim yapmaz.
Bir karar verirse bu kendi iradesi ve ülke menfaatleri çerçevesinde olur.
Dahası Türkiye Ukrayna ile Rusya’yı savaştırma ihtimalinden çok ikisi ortasındaki tansiyonu düşürecek, arabuluculuk yapabilecek konuma sahip olan tek ülke.
Herkes savaş tam tamları çalarken, Türkiye tansiyonun düşürülmesinde başrol oynarsa da kimse şaşırmamalı.”
Haber7
