Marmaris’in yangın öncesi ve sonrası havadan görüntülendi
Başta Akdeniz bölgesi olmak üzere Türkiye ve dünyanın birçok bölgesinde orman yangınları meydana geldi. Türkiye’de Muğla, Antalya, Aydın, Denizli ve Isparta vilayetlerinde orman yangınları sürerken dünyada da birçok ülkede yangın devam ediyor. Binlerce hektar alan kül olurken yangınlar beraberinde birçok etraf meselesini da getirdi.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Kısmı öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, yangınların sebepleri ve sonuçlarıyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu.
“KURU BİTKİLER YANGINLARIN YAYILMASINI ARTTIYOR”
Yaz mevsiminde meydana gelen yangınların aslında beklenildiğini belirten Ortaş, “Doğadaki her dört canlıdan birisi, toprakta ve bitkilerde yaşayan canlıların büyük çoğunluğu öldü. Bir kısmı konutlarını, yurtlarını kaybettiler. 1 gram toprakta 1 milyar bakteri var. Çok geniş bir alanda, çok sayıda canlı, bitki, hayvan ve mikroorganizma yandı. Sadece bizim ülkemizde değil, Akdeniz’in bütün kıyı ülkelerinde, Amerika’da bu periyotlarda bu yangınlar beklenen yangınlardır. Zira bitkiler, mevsimsel ömür döngülerini tamamladılar ve kuru bir periyoda geldiler. Bitkiler kuru olduğu için de bu yangınların yayılmasını arttırmaktadır” diye konuştu.
“CAMSI HUSUSLAR, BU SICAK İKLİMDE MERCEK TESİRİ YAPIYOR”
Yangına birçok faktörün neden olduğunu lakin yüzde 95 oranında insan kaynaklı yangınların çıktığını aktaran İbrahim Ortaş, “Yaz mevsiminde yangın bölgelerine çok sayıda insan yöneldi. Bu beşerler pikniğe çıkıyorlar, orman alanlarına gidiyorlar ve buralarda maalesef birçok insanımız farkına varmadan yediklerini, içtiklerini ve şişelerini bırakıyorlar. Bu camsı unsurlar, bu sıcak iklimde mercek tesiri yapıyor. Mercek tesiriyle absorbe edilen güneş ışınları yangını çıkartıyor. Oluşan yangında ortamda birikmiş olan o kuru otlarla yayılıyor. Hava da çok sıcak, uğraş etmekte zorlaşıyor. Dikkat edin yangınlar daima yol kenarlarında başlıyor. İnsanların bırakmış olduğu hususlardan kaynaklanıyor” tabirlerini kullandı.
“KONTROLLÜ KEÇİ OTLATILMASI KIYMETLİ BİR BİYOLOJİK ÖNLEM”
Denetimli keçi otlatılmasının kıymetli bir biyolojik formül olduğunu aktaran Ortaş, daha sonra şunları kaydetti:
“Keçiler ortamdaki otları ve ağaç gövdelerinde gelişen sürgünleri tükettiği için yangının gelişmesini engelliyordu. Lakin bugün keçiler tabiattan çok kapalı ağıllarda tutuluyor ve sayıları geçmişe kıyasla azaldı. Otlar geçmişte olduğu üzere keçi, dağ keçisi, geyik, tavşan ve öteki ot tüketen hayvanlar tarafından yeşilken tüketilseydi bu kadar kuru ot gelişmez ve yangınlar da süratle ilerlemezdi.”
“TOPRAKLARDAKİ KESEK DEDİĞİMİZ YAPILAR BOZULDU“
Ormandaki ağaç ve hayvanlarla birlikte topraktaki neredeyse bütün organik hususların de yandığını anlatan Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Kısmı öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, “Yangınla birlikte canlılar öldü fakat bir o kadar da toprağın her şeyi olan organik unsurlar yandı. Organik husus ve bütün biokütle yandığı için topraklardaki kesek dediğimiz yapılar bozuldu. Artık buralarda yağmurlardan sonra önemli seller oluşacaktır. Suyu tutan, suyu emen toprak gevşediği için dirençsiz kalmıştır ve erozyonla gidip yeniden kentlerin, konutların içlerine dolacaktır. Akdeniz ekosistemi de denize yanlışsız yönelmiş olacaktır” dedi.
Haber7
